BAĞDAT'TA KITLIK YILLARI.......
Çok mutluydu bir zaman,Bağdat halkı şehirde,
Geçmedi uzun sene,kıtlık geldi millete, Yerde otlar bitmiyor,bulut görülmez gökte, Sonunda muhtaç oldu,halkı bir tek ekmeğe. Halk aç bi ilaç kaldı,sefil bir deri oldu, Kırılmaya başladı,çocuklar hemen öldü, Kadınlar süt veremez, oldu çocuklarına, Kuraklık sürdü yıllar,Bağdat döndü bozkıra. Vardı zengin bir alim,iyi yaşar Bağdatta, Alimin fakir dostu,geldi onun yanına, Zengin alim sordular,fakir olan dostuna, Kardeş zengindin sende,ne oldu servetine. Bu halini görünce, şaşırdım birden bire, Söyler misin nedir ki,düştün bu sefalete, Dostu -Kardeşim nasıl,bilmiyorsun nedeni, Duymadın mı kıtlık var,sen gelen felaketi. Görmez misin sardı bak,kıtlık her bir tarafı, Açlık içinde milletim,nasıl olayım iyi, Çocuklar kadınlar aç,uyku tutmadı beni, Dertler yaktı kavurdu,soldurdu beti benzi. Kardeşim senin karnın, tok sırtın pek nasılsa, Ölüyormuş çocuklar,dersin bana dokunma, Behey şaşkın komşusu,aç iken tokça yatan, Bizden değil buyurdu,Peygamber Yüce Sultan. Dostları boğulurken,rahat olur sahilde, Ölüyorken çocuklar,nasıl uyur döşekte, Nasıl alimsin sen de ,acımazsın insana, Senin gibi olmasın,deyip ayrıldı sonra. Pişman oldu zengin,anladı hatasını, Fakirlere tasadduk,malının tamamını, Mutluydu o da artık,evinde çok rahattı, İnfak edip paylaşan,halka kapı açandı. Şimdi gerçekten zengin,Allahın veli kulu, İnsanların gözünde,şehirde oldu ulu, Sevdiler insanlar çok,söz ettiler saygıyla, Dediler yardım etti,o kıtlık yıllarında. 06.04.2011//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |