Bir Roman’da İzler-27:İçinde Bir Yalım
yıl bin dokuz yüz kırk beş
içinde bir yalım karanlığı dağıtmaya çalışıyordu ibram demir kapıdan çıkınca İmralı yolcusu gözlerinde yağmur gönüllerde hüzün yıldızlardan kopan çift mavi göz çırağını görmek için akmıştı iki kuyruklu yıldız gibi çöğerek aktılar gözlerine yıldızlarda kaldı gözleri koca su deniz mavi dalgalarında derin kıyılar içinde bir avuççuk ya var ya yoktu bir avuç topraktı dip dağ değil ada örs gibiydi İmralı 081112denizli kilit asmak yok /denize güvenmişler Mudanya’dan mı /gelenlerin hepsinde uyur uyanık /denizde ve adada yedi uyurlar/şaşkındılar üstelik suya bak suya/nasıl birikmiş bu su su değil bu göl/maviden çok gelişi toprağa basan/ekmeğe basar gibi toprağa hayat/hayat toprağa gelir akşamı uyu/sabahıca uyanık güne yükselir/denizden göğe doğru sönmemiş gece/denizin ılıklığı bizim güneşten/daha mı büyük şimdi nereden doğdu/doğsun da neredeni unut gitsin be/göze gelmesin aman damla güneş mi /gördü adem babalar ısınsın içim/dünyanın tadıydı bu toprak gibi yok/buğdayı o bitirir asma ondadır/yol kıyı bostan tarla armut salınır/dalı yere değerken aldırmaz bekçi/armudu yiyebilsin bağ sıra sıra/salkım üzümü salkım hadi bir salkım/kopar koparabilirsen deniz bizde yok/olsa bol yıkanırdım içine girme/aman sakın ha düşme içine çeker/deniz dediğiniz şey bin tane mahkum/kilitsiz ve kelepçesiz jandarma silah/gardiyanları atlı eli kamçılı/ağzında düdüğü var üstünde memur/memur üstünde müdür ada on köydür/yüz kişidir ekibi bin kişiyedir/bir kocaman adası çift sürenleri/öküzleri koşmuşlar ekin biçenler/cazır cuzur güneşte burçak yolarken/çakırga dikeni kork battı mı çıkmaz/yakar mı yakar gayrı soğan dikenler/dizilmişler ip gibi dağın beline/yol edenler hamarat balıkçı ekip/göbekli dalgalara inat atıyor/ağlarını denize kalk borusunda/borazanı çalınca yankılandı ses/şafak aydınlığında salınan martı/savruldu birdenbire karabataklar/çırpınca kanadını suyun içinde/balıkları ürkütür serçe saçakta/dışarıya kaçıştı güvercinleri/fırladılar havaya uyandı mapus/iki binden fazla göz açıldı birden/kıpırdadı bedenler ter kokusunda/sarhoş olmuş gibiler çabuk giyinip/usulca doğruldular ardından boca/kovandan arı gibi orta yerinden/sıralandı bin kişi on ekip de var/ekip başı en başta onun yanında /gardiyanlar karaca onun başında/bando kıyamet marşı esas duruşla/nasılsınız çocuklar sağ ol dediler/döküldüler yemeğe çekirge sürü/bir şamata gürültü tabak sesinde /karavan un çorbası boğaz köydeyiz/kaşık sesinde dünya on dakika da/tıkırtı dışarıda durmadılar hiç/ekipler düştü yola yürekler yılgın/yorgunluğu toprağa düşte uyanık/elbiseler tek makas kimi cıbırdı/kimisi ince kalın mapus işçiler/dağıldılar tarlalara gölgelerinde/halay çeker gibiydi düşteydi ibram/gölge ucundan tutup aylar demeden/halay çekebilirdi özgürdü bir an/yitiği buldum sandı orağı aldı/ekin biçti akşama diğerleri de/ibram gibiydi desteler demet/dökülürken ardına yazın güneşi/minare boyu oldu fırın tutuştu/kavurdu ortalığı baklacıkları/karamukları çatlıyor pıtrakları da/yapışıyordu paça karadoğlu toz/olup boyuyor in’i çiğnedikleri/otlarda tozuyordu deniz içinde/sarı ekin denizi eğmiş boynunu/secdeye mi durmuşlar uçsuz bucaksız/bitecek gibi değil yetmiş kişiyle/bir günde biter miydi ekip başı da/diğerlerinden farksız o da mapustu/yükü ortak taşınsa deniz kıyıda/tarla içi cayırtı milyonca kelle/şaşırdılar mıydı ne yerlere düşüp/bağlanıyordu iple martı çığlığı/dalgada uyandırdı ardı deniz/önü sarı denizdi ekin tarlası/demet koyun sürüsü ekin biçenler /orman kıyısındaydı güneş tepe de/öğle paydosuna var … 091112denizli gülce |
azda olsa özgürlüğün verdiği hazla duyulan mutluluk ve bu yaşamın şiirle anlatımı.
güzel bir şiir.tebrikle rüstadım