Bana dert eyleme o gamı,sessiz sedanı!
Nasıl bir cenderenin içindeyim
Ruhumu esir eden bir lahzanın, susturan zamanın feryadındayım Açmadım gönül hicranımı, hasretmedim melalimin figanını nasıl bir tutsağım Ürperti veren bir zamanın sahnesinde ağlarım, sessizlik içindedir gam-ı vicdanım Titrerim düşündükçe neyleyim Beni benden alan bir haletin serabında hüzün yaşamaktayım Çekincelerin kucağındayım, keder vermeyim diye anbean sancılarımı avuçlarım Dinmiyor ki bu feryadım, sessiz bir çığlığımın duyulması için umuduma sığınırım Ne alsam elime, gam var yine Yâdımda ki firkatin benliğinde, cezbeden halinin dirliğinde Yaratan ne güzel yaratmış, bahar her bir yanında açmış, bu ne müthiş sevdayımış Aşkın halinde niyazmış, hakikatin ramında sabırmış, vecdin alinde ki kanaatmiş Nasip kalkıp yol almalı Bir ömür saklanan umutlar, gün yüzüne çıkıp arınmalı Kalbin inşirahı halin deminde sır olan aşkı, ibretle anlatmalı, idrakte yaşatmalı Ruhum Araf’tan kurtulup, ahdiyle hürriyetine kavuşmalı ve şevk sinemi kuşatmalı Ne kadar üzülsem hasretine Bir ömür sabredip beklesem de, sen yine de bu halimi görme Viran eden, boyun büktüren, yılların içine hapseden hicranımı bilip te kederlenme Biran olsun merak eyleyip o mümbit halinle, sinemde ki yâdıma o ihsanınla girme Çöl oldu bu gönlüm niye Bak yine suya hasrettir vecdim, ümit etsem de hicran sinemde Sabır kifayet etmiyor, kanaat içime sızı ekiyor, hissiyatım kurumuş dal halinde Bir ömür nazar etmesen de, halimin perişanlığını işitmesen de olsun yine de üzülme Mustafa Cilasun |