Aşure tatlısı hayat hayal ve düşlerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bana göre şiir, dört duvarı, çatısı zemini olan bir yapı bazen boş bir arazi bazı düş, bazı hayal ve bazı gerçek. Göz açıkken görülen rüya.
Sır, sihir tılsım yani büyü. Aslında şiir ipek böceğinin ifrazatıdır. Ben de ilizyonist olmaya kalkmışım. Şapkadan tavşan çıkaramıyorum ama bazı, bazı palazlanmamış tüysüz pembe burunlu yavru bir kuş sesi duyuyorum. Ben onu çook seviyorum çook. Aşure tatlısı hayat hayal ve düşler Bir avuç şiir serptim aşureye nar yerine tane tane inci inci lal renginde düşlerime sarıldım yar yerine buğday vardı bir de nohut kuru incir buğday dedim de düşledim kocaman bir tarla ve toprağa buğday yerine aşk serpiştiren çiftçiyi güneş alabildiğine sevecen tohum diyince ya olmasaydı çiçek olmaz fidan boy atmazdı ağaçlar dal budak salmazdı salım salım oturdum bir ağacın altına dizime seni yatırdım polenlerden aksırdım uyandın baharmış demek aylardan adın Bahar mıydı hatırlayamadım ben bu şiiri ocakta pişirirken annem geldi aklıma annemi düşledim çorbaya tuz yerine sevgisinden katardı sevgi dedim de aklıma geldi ne güzel kızdı hem zeki hem güzel gül kokardı Sevgi de güzel isim ama ona Gül daha da çok yaraşır çünkü gülerdi hep can yakan gamzeleriyle somurttuğunu hiç görmedim çoktan beridir yok ortalarda bir avuç şiir serptim hayaline yine düş yine hayal hayali bir kız daha vardı okulda ilgimi çeken o da güzel kızdı Allah için adı Sevda aklıma geldikçe gülümseten mezuniyet balosunda bütün gece dans etmişti üzerinde rüya gibi bir elbise kumaşı saten havai mavi gökyüzü gibi üstüne bir avuç masal serptim * dönerken uçuşurdu etekleri benim de başım dönerdi Sevgiye ayıp olacak ama Sevda bir başkaydı hiç anlayamadı duygularımı söze başlarken hep ağabey demesi kırardı umutlarımı yüzünde kaç sevda açardı bilemezsiniz teni ise Zambak gibi düşlerimden hiç gitmedi şimdi andıkça delikanlı günlerimi yüreğim delik deşik gözlerim yaşarır üstelik hep hayal hep rüya hep düş ve işte hayat bir zabit’e vermişler Sevda’yı bir avuç hayal serptim üzerine geçmişin döndüm tarlaya çiftçi gitmişti batmak üzereydi güneş tek bir ağaç vardı tarlanın yamacında bazı bazı gidip oturduğumuz gittim oturdum altına yatırdım seni dizlerime uyu dedim sesim de fena değildir hani mırıldandım eskilerden uyumak üzereydin üzerine bir avuç rüya serptim bilmezdi seni kimseler kimse bilmedi ben de bilmiyorum ki doğrusu kimdin sen hayal işte arayıştaydım yalnızlık zor şey be balam bir avuç şiir serptim yalnızlığın üzerine yar yerine Yüksel Nimet Apel 30/Ekim/2012/Salı/Bodrum |
Ya aşurelerdeki malzemelerle oyununuz??
Benim de üzerime biri biraz rüya serpse ya!....
Sevgimle size,kaleminize...