Basit bir hikaye
bir durgunluk bir durgunluk
sanarsın başak tarlası aşkın ateşi sarartmış bakışları kızıl güneş kurutmuş acıları hep bu hasat zamanları başak sarısı değeri altın kadardı yüreğimde akşam rüzgarları ekin tarlasında cırcır sesleri bakıyordum sarı sarı birazdan elinde bıçkısı boynumu vuracaktı insan celladı oysa alışmıştım kavrulmalara güneşin işvesiyle oynamaya ne tatlı tatlı dalgalanmalara nede rüzgarla ıslıkçalmalara ben alışmıştım güneşin bakışına o da yakardı sıcak sıcak biz olmuştuk artık arkadaş taki insan celladı gelipde bıçkısı boynumda kalanadek alışmıştım yılanların ayaklarıma dolanmasına sonrada benimle konuşmasına sığ gölgelerde saklanmasına alışmıştım bu sıkışıklıkta yaşamaya ve hep güneşten yana bakmaya ben aşıktım ona taki insan celladı boynumu vuranakadar yalnızlığımı soyana kadar ben sevmiştim susmayı çığlığımdan kimse anlamazdı ki rüzgarla anlaşmıştık o esecek ben se şarkılar söyleyecektim tatlı talı senfonimizi arılar dinleyecekti ve ben ve ben az sonra boymu verecektim bütün bu alışkanlıklar bütün bu bu korkular ve o son rengimi kaçıran çığlık dostum böcekleri ağlatacak yılanları kaçıracak kargaları ürkütecek ve ben toprağın üstüne devrilerek ayrılığa küstüm evet evet işte size alışılmış bir son |