Ne affına muhtacım ne merhamet hissine;
Dokunduğun ne varsa parmak uçların yansın;
Pişmanlığın gün be gün karışsın nefesine…
Benden kalan hicranın gidişime inansın…
Dokunduğun ne varsa parmak uçların yansın;

Ben her gece sarılsam hasretin dul eşine;
Kahrımdan yanağında tebessümler açar mı?
Rabbim muhtaç etmesin doğacak güneşine;
Hiç mehtap yıldızları bırakıp da kaçar mı?
Kahrımdan yanağında tebessümler açar mı?

Sen gönlünce kurul be neş’enin masasına;
Beni kurşuna dizer gözümdeki cinayet;
İsyan eder her yudum sevdamın yasasına;
Bitmişliğin resmini çizdiriyor her niyet;
Beni kurşuna dizer gözümdeki cinayet…

Baktıkça resimlere aklımı yitiririm;
El sallar uzaklardan tanıdığım o katil;
Ben başlattım oyunu yine ben bitiririm;
Gözlerim tövbeliyken suskunluğa mahkûm dil;
El sallar uzaklardan tanıdığım o katil…

Baştan belli hüsranım baştan belli karanlık;
Vuslatın çeşmesinden içmek yok kana kana;
Hayalimde, düşümde hatırlamak bir anlık;
Düşerken şu kollarım kahrından iki yana;
Vuslatın çeşmesinden içmek yok kana kana…

Ali ALTINLI – 26/10/2012
Saat: 16:00