Ne güzel olurdu!..
../
Yarını beklemek niye. Gün bu gündür diyorum kendi kendime Herkes uyurken rahat döşeğinde Hemen şu anda içtimaya dizsem Birer birer bütün aldanışlarımı. Provoke etsem, İçimdeki vurgun aşklar mezarlığında yatan tüm sevdalarımı. Ayaklanıp birer ikişer, Aniden bir ihtilal yapsalar kalbimin başkentinde, Sevdalılar ülkesinin tam orta yerinde. Ah ne güzel olurdu!.. Yokluğuna her sarılışımda Yalvar yakar olsam sensiz geçen bütün gecelere Yakarışlarımı duyup, hayallerimin soğuk ellerinden Elbet bir tutan olurdu!.. Ah ne güzel olurdu!... Gelmeyince yine sen Ya da sen derin bir uykuda iken Naralar atsam, bağırsam, haykırsam nefes nefese Ta ki sesim kısılıncaya dek Vursam, kırsam, döksem, talan etsem Aşka dair ne varsa... Elbet mısralarımda sesimi bir duyan olurdu!.. Ah ne güzel olurdu!... Ya da sen çıkıp gelsen aniden. İçimdeki ihtilali bastırmaya Uykularının içinden, Rengarenk rüyalar ülkesinden. Sen umudun hiç sönmeyen ışığı, Mısralarımdaki aşkın en hareli kıvılcımı Soyunurdun mısralarımda bana yine hece hece Tutuştururdun aşkın ateşini yeniden Yanardım, yanardın, yanardık sabahlara dek ateşlerde Manolya kokulu ihtilal gecelerinde. Gecem gündüz olurdu sevdalılar ülkesinin tam orta yerinde. Ah bana bir gelsen, Ah bana bir uyansan, Ne güzel olurdu!.. Heidenheim, 22. Ekim 2012 |