HAYAT TAKILDI
Gece karabasan gibi uzatırken ellerini
Yıldızsız karanlık gecelerde biçare yüreklere Nefes kesilir soluksuz ve solgun gecelerde Zebaniler kesmiş yolları geçit vermez gitmelere Az da gitsen uzda gitsen kapanmış yollar ne çare Genzi yakan deniz kokusu sararken havayı Bir ben hasret birde deli gönül memleketine Ölüm düşürecek belki de bir servi dibine Yağmur düşerken gülün yaprağına Zeytin kokmalı toprağımda biten çiçekler bile Rüzgar getirmeli ve deniz kokusu sarmalı her yanımı Güllerim açmalı göysümüzde yahut gül Hayatı bırakırken ardından bakanlara İnsan ölürken bile gülümsemeli Belkide gidelen yer buradan daha iyi Oltanın ucuna katıldı hayat çırpınmakta Yaşlı balıkçının ellerinden kaçtı kaçacak Belki son zamanları yalnız hayatının Ondan titremekte lekeli elleri Sandalın sotesine sakladığı ucuz şarabı Tepesine dikerken şişeyi güneş alıyor gözlerini Boş evde sadece bekleyen onun resmi Belki tavana asılı terk ederken söyledikleri Toprak mı deniz mi olmalı ebedi evi Her zaman deniz kokar elleri ve bedeni Ölüm denizde mi gelmeli yaşlı yüreğine Bırakma zamanı geldi artık mavi derinliğe Sandalında geride kalan tuttuğu balıkları Misinası, oltası ve ucuz şarabı Evinde ağlayan geçmişten kalan onun resmi Belki giderken tavana asılı hıçkırıkları Dönülmez Akşamın Ufkundayız şarkısı dönerken plakta Sevdaları bırakıp gitme zamanı mı gelmedi Alt kattaki karı koca yine kapıştı belli Bilseler az sonra öleceğini yinede kavga ederlermiydi Dışarıda insanlar dalmışlar bi aleme Biraz sonra gideceğni bilseler başka bi aleme Durup bir an bakarlarmı perdeleri çekili pencerene İçleri acır mı, üzülürler mi bir garip öldü diye Kimsesiz, garip bir yürek sustu diye Dünyayı bıraktı daha sonra geleceklere Plak bitti şarkıcı sustu Dönülmez akşamın ufkunda vakit dolmuştu ERAY ÖZGÖR SARIKAYA 18 10 2012 |
huzur dolu bayram dilerim