Sislerin arkasında...
bir gün çekip gideceğim buralardan
bir sis perdesinin ardından bakacaksınız bana incecik bulutların ardında var olduğumu sanacaksınız ben; yokluğumun boşluğunda gezineceğim kuşlar gibi kanat çırparak belki belki de; bir balığın suda yüzüşü gibi rotası belirsiz gemide yolcu olacağım belkide? siz beni var sayacaksınız bedenimi görmeden bir gün çekip gideceğim buralardan bir ipin ucunda rüzgara terkedilmiş uçurtma gibi fakat geri dönmeyeceğim, keseceğim iplerini hayatın sis perdesinin ardından el sallayacağım sizlere karıncalara yüklenmiş bir heybede mutluluklarımla saatler yokluğu çalacak yorgun demircinin çekici gibi terden sırılsıklam olmuş martıların kanadında olacağım belki belki de; görünmez merdivenleri tırmanacağım biteviye bir otobüs durağında; saati geçmiş bir otobüsü bekleyeceğim bilemem; belkide sonsuzluğun en ucunda mutluluk hevesleyeceğim bir gün çekip gideceğim buralardan yorgun bakışlara sahip gözlerimin pınarları ıslak ıslak damarlarımda kanım kurumuş gül yaprakları gibi ölü dudaklarımda arsız bir boşvermişliğin hüznü olacak el sallayacağım size; kollarım yanlarımda hareketsiz dururken gözlerim kapalı, gözbebeklerimde doyulmamış bir hayatın izi dururken duymayacağım ağlamalarını sevdiklerimin sağırlaşmış kulaklarımla ruhum sizlere veda ederken yorulacak el sallamaktan belkide bir gün çekip gideceğim buralardan hüzünlerle örülmüş heybelerimde heveslerim dolu olacak kafur kokuları eşlik edecek yolculuğuma sisler yarılacak biliyorum yavaş yavaş; karanlıkların izbelerinde bir sevdiğine koşar adım giden bedenimi karanlığa gömerken sesim yankılanacak geçmişin sessizliğinde belki de tek acısı olacak ruhumun kıyamete kadar yaşayacağı çukurdaki kimsesizliğinde... Metin Kaya İLHAN Faroz TRABZON |
Yüreğimdeki nasır, bir buhran hissetti...
Kendi de bir zaman aynı buhrana meylederdi.
Kutlarım. Oldukça içten...