mektup-2
sen başka elleri tutarken ;
ben bilmeden setine girdiğim, senaryosunu hiç ezberlemediğim başka filmin son sahnesinde bir figurandım figüre edilmişti, tüm yaşadıklarım hatta yaşamak isteyip, yaşayamadıklarım sen sırca saraylarda keyifle kahveni yudumlarken; ben uzunca dinmeyen acının kollarında, bitmeyen sel olmuş karmaşık duygularla aklımı başımdan alırcasına, kendimle hesaplasıyor, küsüp kahrediyordum, her dakika hayata, sen bir zamanlar yürüdüğümüz o yollarda adım atarken ben her ayak basışında, seni düşünüyordum seni hatırlatıyordu, her hatıra bana seni ruhum can çekişiyordu, ölü bir leş gibi dinmeyen yalnızlığın sağanağında, küfrediyordum hayata sen yoksulluğu bilmeden zengin savurganlığınla meşk ederken ben açlığın pençesinde, var gücümle ter akıtıyordum açlığın sınırında helal yokma kazanma peşinde geçiyordu zaman tüm renklerini maviye boyadığım hayallerim yordular beni ve bu sitemkar tavırlarım senden bana kalan son yadigar sen arama tenezülünde bile bulunmadığın onca zamanlarda ben ömrümü erittiğim yılların ardındaki derin özlemle seni aradım , hemde kaç kez saymadım bir kez olsun hayallerimde büyüttüğüm, o dünyayı sen başıma yıktın söz vermiştim kendime, seni aramayacaktım,, yapamadım... |