Gün Olur
Gün olur
Akan sular Fırtınalar Durulur Geçip gider Çekip gider Sıkıntılı Yıkıntılı Akıntılı Mutsuzluk dolu Umutsuzluk dolu Sitem dolu İsyan dolu zamanlar Geride; Selde sürüklenen Fırtınada kırılıp dökülen Arta kalan, Yıpranmış hayaller… Ne umut kalmıştır Ne sabır, Dahası Rengini kaybetmiş bir hayat Tarumar olmuş hissiyat Bir yenilgi Zafer belki… Sanki sen değilmişsin gibi Bunları yaşayan garibi Bir buslu camdan seyredersin Aynalarda okursun tarihi Her kıyametten bir iz Çehrendeki bu giz. Duruldun, Belki de yoruldun Kendini kenarda buldun Bazen maziye dalarsın Alır kendini karşına sorarsın İstediğin bu muydu? Özlediğin bu muydu? Beklediğin bu muydu? İçinde bir yerlerde Sakladığı onulmaz korkaklığıyla Doyumsuzluğun cılız sesini Rüşvetlerle susturursun Unutursun, unutturursun Bir kazanmışlık perdesi Yavan mutluluklarda teselli Uzaktadır artık sevmek sevilmek Belki de unutmaktır büyümek. 2 Kasım 2011 Ahmet KEKİLLİ |