Vur Mührünü Alnıma
Ne zaman aşkla başlasam yazmaya
Hüzün damlıyor kalemimden Kavuşmaya gebe olsa da her doğan gün Aldığım her nefesle sensizlik soluyorum Hazan yaprakları gibi Sararıyor cümlelerim Ne kadar Ya da “Neden seviyorsun” diye sorular sorduğunda Külhanbeyi naraları yükseliyor yüreğimde Hangi âlimin cebinden düştüm ki Anlatabileyim efsunlu sevdamı Kaç lügat eskittim bir bilsen Seni sana Sevdamı yüreğine anlatacak uygun kelamı Dökemedim dizelere Bilsem suallerinin cevabını Seni sensizlikte yaşamayı da öğrenirdim belki Sana özel bütün şiirlerim Yine de anlatamamışsın diyorsan Sadece sus ve dinle Yavru bir kuşun gözlerindeki umut ışığı Şahlanan bir kısrağın sahibine duyduğu sadakati Anne nereye gidiyorsun diye ağlayan çocuk hüznü Bir bebeğin avuç içindeki cennet kokusu gibi sevdam Seninle Mavi ortanca çiçeğine sığdırabiliyorum gökyüzünü Bir avuç tuzlu suda Okyanus dalgalarının sesini duyabiliyorum Kimi zaman fırtına olup vursan da yüreğime Durulup sakinleştiğinde Yüreğimi titreten çocuk saflığını seviyorum Ey yar Hadi aç kollarını iki yana “Seni bu kadar seviyorum” anne diyen Çocuk masumiyetinin resmini çiz gözlerime Avuçlarımdaki sevda kokusunu çek içine Vur mührünü alnıma Kutsalımsın diye Yakamoz Deniz (Serpil TÜGEN) |
Mavi ortanca çiçeğine sığdırabiliyorum gökyüzünü
Bir avuç tuzlu suda
Okyanus dalgalarının sesini duyabiliyorum
Kimi zaman fırtına olup vursan da yüreğime
Durulup sakinleştiğinde
Yüreğimi titreten çocuk saflığını seviyorum
Ey yar
Hadi aç kollarını iki yana
“Seni bu kadar seviyorum” anne diyen
Çocuk masumiyetinin resmini çiz gözlerime
Avuçlarımdaki sevda kokusunu çek içine
Vur mührünü alnıma
Kutsalımsın diye
Usta kaleme saygılar selamlar