Ruhum çırpınma,aşkın firkatiyle yanma!Bir ömürdü geçen suskun zaman Kalbin lisanıyla anlaşan, ruhun hasretiyle yanıp tutşan geçen an Yorgun düşmüştü vicdan,sabırdı umudu soğutan, kanaatti vecdin içine sokan Vasıl olmak için yıllarca kıvranan, sancılar içinde yalnızlığına figan edip ağlayan İrşat ediyordu,nefesi aralıyordu İnsan olmanın, zafiyetleriyle müşterekliği bulunmanın feryadıydı Söylemiyordu, susuyordu, her vaktin demi için halin sahifesini sabırla açıyordu Aşk,üç harf, bir hece düşündükçe içinden çıkamıyordu,ilhamına ömrünü veriyordu Düşmeli gönle,yıkarak zanları İçinde yıllarca boğulduğu korkuları, afaki şecaatları,burkan acıları Var olmanın sessiz çığlıkları, boyun büktüren güne hasret umutları ve gamları Bir bir sual edip araştırmalı ve vaktin şahitliğini,tahkik etmeden kuşanmamalıydı Bir kerimenin saflığında ki arda Suskunlaştığı nazarda,sabrın içinde ki sancılarında, kanaat tacında Uyku halinde ki melalinde,umut ederken sevda şadında,gözyaşları nar olunca Anlamalıydı insanlar,itip kalkan canlar, hor ve hakir gören zavallılığı soluyanlar Aş, kimi vakit taş, kimi vakit azdır İnsan, kul olmak için yakardıkça,hakikati için çırpındıkça itibarlıdır Yaratan Rabbine yakın oldukça, emir ve nehiylerini hakkıyla anladıkça sadıktır Akıl ve idrakiyle farktır azim ve ecriyle zamandır imtihanı adınada büyük adaktır Kız evladı ne kadar zarif ve naifse Edebin içinde şekillenen bir mürvetse,kefeni giymeye hazır olan arifeyse Ehliyetin sahibi ve bu nispette de özgürlüğün naibidir, akıl ve izanda er’e denktir Sosyal sebepler ötelenmeden, hor ve hakir olarak addetmeden, nizama ihtiyaçlıdır Baba ve anne hadli melüliyetlidir Akıl ve ehliyet sahibi olduktan sonra, tercihi sebebiyle dışlanmamalıdır Her nefes için hesap mutlaktır, huhukunu bilmeyene eza eden ne kadar melundür İnsan,ihsan ve fedakarlığıyla,akıl ve hakikat lehine aldığı kararla ancak furkandır Mustafa CİLASUN |