(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
VUR DİYEMEZ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VUR DİYEMEZ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
OSMAN NURANİYE;öncelikle duraklar ve hece kaygısıyla ilgili yanlışınız var 1)Bahr-i recez kalıplarından bizim en kolay ve durakların en eğlenceli bulunduğu kalıp olan MEF'ÛLÜ / MEFÂİLÜN/FA'ÛLÜN kalıbı gördüğünüz üzere 10 hecelidir. örneklendirmek gerekirse: Şekker lebin ağzıma söğerse Söğmek değil o duadır ey dost Mısrası örnek verilebilir şimdi diyeceksinizki vezinle bunun ilgisi yok ama malesef var kalıplar hecelerle çok büyük benzerlik barındırır bir fark şudur kalıplar katıdır ama zamanında yığınla kelimeyi içine almıs osmanlıca için bu sorun değildir hece ise daha serbesttir ama serbestçiyiz serbestçiyiz diyen zeka küplerinın de katkısıyla cümle hazinemiz fakir olduğundan kelimelerde fakid(nadir bulunur) bir hal almısdır heceyle yazılmış bir şiirin şairine serbest şiir yaz demek ne kadar mantıksızsa- durakların şiiri anlaşılmaz kılmış- demekte o kadar komiktir çünkü durağın anlamla ilgisi yoktur ritm (aksam) ile ilgisi vardır...
Ayrıca verg kelimesi ile ilgili tespitinizde beni oldukça güldürdü açıklama yapmadan önce Marek Stachowskı nin ETİMOLOJİ adlı eserini okumanızı öneririm hocam doç. dr. bülent gül'ün katkısıyla hazırlanmıs bu eseri türk kültürü araştırma enstitüsünden edinmeniz mümkün... öncelikle 2. bendin 2.mısrasında yer alan kelimenın kullanımında hiç bir sorun yoktur halk edebiyatında şükrü elçinin derlediği binlerce şiirin yüzlercesinde böyle durumlar görülür divan edebiyatındada bu terim i'caz olarak anlamlandırılır ve şiire hoş bir estetik kattığı şiiri güzelleştirdiği bilinir İ'CAZ kelimesi bir çok anlama gelir bu nedenle araştırdığınızda ferit devellioğlunun lugatı dışında pek bilgi bulamaya bilirsiniz adını hatırlayamadığım bir hocanın tezlerinden derlediğim bilgiye göre ; Arapça’da bir nesnenin gerisi, arkası, bir insanı aciz kılarak geride bırakma anlamlarıyla kullanılan i’câzın (Kamus Terc. II, 184 vö.) yukarıda sözünü ettiğimiz estetik ile bağlantılı anlam kazanması Kur’an üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya çıkar. Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Kur’an’ın tefsiri ve edebi değeri üzerinde yapılan çalışmalar i’cazın estetik değer olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilindiği gibi, Kur’an’ın edebi yönünün ele alınıp onun anlatım üstünlüğünün ortaya konması isteği İslam geleneğinde belagat biliminin temelini oluşturur. Kısacası, Arap belagatının kaynağı Kur’an’dır. Belagat terminolojisinde yer alan teşbih, istiare, mecaz vb.söz sanatlarıyla ilgili edebiyat terimleri Kur’an tefsirleriyle, Kur’an’ın estetik değerini ortaya koymak amacıyla var olduğu gibi i’câz da bir belagat terimi olarak önce Kur’an’la vardır; Kur’an’la bağlantılıdır.bu eleştirinizi de en büyük kitapla çürüttükten sonra VERG kelimesinin Osmanlıca VERH olarak yazılarak günümüzde bazı insanlarının eksiltmeyi eleştirmelerinin önüne geçilebileceği muhtemeldir ama Soner ağabey bunu muhtemelen bilmesine rağmen verh yazmamasının sebebi bu seferde sizlerin bilinmeyen kelimeler kullandın diyerek topa tutmanız olabılır SAYGILARIMLA...
Değerli kardeşim edebiyat ve filoloji alanmındaki gelişmeni bu yorumdan görmek çok güzel. İnsanlara bilgi vermek harika bir şey. Bu şiiri her okuyan ve yorumuna bakan insanlar çok şey öğrenecektir. Kelimeler konusunda çok hassasım. Elimden geldiği kadar onları güncellemek amacımdır.
Değerli kardeşim edebiyat ve filoloji alanmındaki gelişmeni bu yorumdan görmek çok güzel. İnsanlara bilgi vermek harika bir şey. Bu şiiri her okuyan ve yorumuna bakan insanlar çok şey öğrenecektir. Kelimeler konusunda çok hassasım. Elimden geldiği kadar onları güncellemek amacımdır.
...Soner kardeşim içerik olarak şiiri beğendim ama okunuş olarak beni ikna ve tatmin etmedi.
...en illet olduğum durak yapma meselesi (kusursuz veya kendiliğinden durak çıkarsa ne ala olur ve yemede yanında yat tadı verir) şiiri anlaşılmaz hale getiriyor. bu şiirde de durak kaygısı ve hece kaygısı sırıtıyor.
...Verg herhalde "vergi" denilmek istenmiş. Aşık Veyselin de bir şiirinde başka sözcüğü ikinci tekrarında "başk" olarak yazmıştı. ama isterseniz siz "vergiyle" şeklinde yazarsanız hece kaygısından ve anlamsız sözcükten kurtulmuş olursunuz.
...konusu sizin şiire benzeyen Antoloji. com'da yayınladığım fakat henüz bu sitede yayınlayamadığım şiirimle veda ediyorum.
Bitmez Bu Terör
Kurtlar hep kuzu postuyla gezdikçe Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR. Tavşan kaç tazı kovala dendikçe Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Keneler kanı yavaşça emdikçe Analar Mehmet’i sessiz gömdükçe Kahpeler Coni’den emir aldıkça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Aslan boğdurulmuş kedi köpeğe Bombalar gizlenmiş dağa, tepeye İyi bir ders verilmezse sıpaya Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Kanı bozuklar haktan dem vurdukça Masum halk ahmak yerine kondukça Mecliste şıllıktan vekil oldukça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Teröristler yardım yatak buldukça Aşkla dökülen kan yerde kaldıkça Güvenlik gücü maskara oldukça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Mazlumlar Şeytana Selam durdukça Tanklar İsrail yapımı oldukça Siyonizmin kasaları doldukça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Vatanperverler hep azil gördükçe Sabıkalı asker-polis dövdükçe Önüne gelen kutsala sövdükçe Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Zenginler altında jiple gezdikçe Bukalemunlar ortamı gerdikçe Taviz üstüne hep taviz verdikçe Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Terörist Mecliste avaz öttükçe Satılmış basının sesi çıktıkça Muhalefet şerre kapı açtıkça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Adam olmayana, beyim dendikçe Haramiler köşeleri tuttukça Büyük balık küçükleri yuttukça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Boza pişirenler saygı gördükçe İktidarlar başın kuma gömdükçe NURANİ’nin kolu bağlı oldukça Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR
...evet yavrum (yavrum dediğime kızma. dedeciğim demişsin seni kırmamak adına yavrucuğum diyorum) bu cevabınız biraz anlayışla karşılanır cinsten.
...bak yavrum imanlı bir genç yetiştirmek için (gençliğimde hep bu davanın çilesini omuzladım. kimsenin devlet dairelerini milli gazete ve zaman gazetesi getiremezken bu fakir deden atılma ve fişlenme pahasına da olsa bu gazeteleri aldı ve diğer kimselerinde okumasını ve almasını teşvik etti bunu unutma) elimden geleni yapıyorum. bir hiç uğruna çünkü taşı siz attınız. biz Soner kardeşi iyi tanıyan biriyiz. ve lüzumsuz olarak da uzamasına ön ayak oldunuz.
...bu güzel enerjimizi ene için değilde davamız için harcamış olsaydık sevap kazanmış olacaktık. ama edepten mugayir davranmakla hem kendinize hem bize yazık ettiniz. büyüğe affetmek küçüğe de haddini bilmek düşer. hatırlarsanız teferruata girmeden basit olarak açıklayayım. bir gün Ayşe anamız ya Resulullah bana bir dua söyle de öyle dua edeyim diyor. Allah Rasulü de ya Aişe iki elini birleştir ve "Allah'ım sen affetmeyi seversin beni de affet" şeklinde dua et buyuruyor. çünkü Allah azze ve celle affetmeyi sever. bize de büyük olarak bir dede olarak affetmek düşer.
...ama şunu biliniz ki bu fakirin kaç şiirini takıntısız okudunuz ki çocuk şiirleri diye biliyorsunuz. onu anlayabilmiş değilim. işte "Bitmez Bu Terör" şiirimi okudunuz. bir eleştiri getiriniz. bizde kapris yapmadan faydalanalım. her bir şiirimin düşmana (islami duyarlılıktan uzak olanlara) bir kurşun niteliği taşıdığını görememeniz beni gerçekten şaşırtıyor. işte bir şiirimi daha hediye ediyorum. inşallah beğenirsiniz. ya da yapıcı bir eleştiri getirir bizde o yönde kendimizi yenileriz.
Kardeşim
Yollar çetin ezber bozar unutma Umudu diri tut yılma KARDEŞİM Dostluğa önem ver sakın soğutma Hüsnü zan besle kırma KARDEŞİM.
Her ağaçtan odun olmaz bilesin İns tekeden süt çıkarır dilesin Mukadderat yazı değil silesin Var dipsiz kuyuya inme KARDEŞİM
Verme sırrını her dost bildiğine Gel aldanma yüzüne güldüğüne Sevinirler ansızın öldüğüne Güneş ol mum gibi sönme KARDEŞİM.
Erenler meclisine diz çök otur Senden uzak olsun gururla kibir Kusuru örtmekte sabun ol köpür Sakın ha tövbenden dönme KARDEŞİM
Kur’ana kulak ver öyle ofutma Şakalaşırken aniden cıvıtma Buyur edilen nemayı kurutma Hakkın olmayanı alma KARDEŞİM.
Babandan evvelce girme ahıra Başıboş hayvanı salma çayıra Laf anlatılmaz mühürlü sağıra Kendini yiyip de yorma KARDEŞİM.
Bazı dostlar yarı yolda bırakır Bazı dostlar menfaatte diretir Bazı dostlar hatıranı kirletir Gafil olup naçar kalma KARDEŞİM
Papazlara kızıp oruç bozulmaz Aşk ile çalışan adam yorulmaz NURANİ su akmadıkça durulmaz Gel bulanık suya dalma KARDEŞİM
dedecim sana sadace bir beyit yazarım bahr-i kamil vezninden bir yatarken bir de kenefte okuyabilirsin ama dua et soner abimin karşısında böyle bir saygısızlık yapmam adam akıllı yorumu okuyup iki anlam çıkarsaydın giydirmezdim sana ama sen savundun da savundun yaban böceği isimli abimizin de duy sesimi isimli şiirine benzer bir inceleme yaptım teşekkür etti çok beğendim dedi saolsun, siz egonuzda boğuldunuz zaten tanıtım yazınızda da belli bknz.(Hayatı boyunca ilkeli, dürüst, sade, alçak gönüllü, güler yüzlü, centilmen, cömert, sözüne sadık, basiretli, güzel ahlak sahibi, Memleket-Vatan sevdalısı, dindar, vakur ve çile adamı, gönül adamı olarak yaşadı)) Şiirlerin zayıf boşuna uğraşma bunları kardeşimde yazıyor sınıfta kendine sövenlere. neyse laf bu dipsiz bir kuyunun dibi gibidir taş atsan düşmez dibe hadi takıl sen heceyleye heceyleye ha ayrıca o şiiri ben yazdım bir beyiti üstada aittir şiir 33 beyittir bilindiği üzere kaside ve gazellerde 33 91 (9) kuralı vardır tabı o zamanlar ve hala vezini yeterli kullanacak olgunlukta olmadığımdan 11 13 15 lileri vezin sisteminde sıralayarak bol imale ve ziyaflarla (ki bunlar divan edebiyatında kusurdur)kalıba uydurmaya calıstım tabı bu benm okula ılk basladığımda karaladığım bir şiir sizede onun ucunu layık gördüm - bir yere emanet olda diyemiycem artık- sadece ekra tatlım-
...kıymetli SONER hocam bizi bağışlamanızı istirham ederim. sırf edebiyatta ki kalemimizin gücünü göstermek içindir. şu aşağıya asacağım hiciv şiirim genç kardeşimize bir hakaret olarak değerlendirilemez. asla böyle bir kastım yoktur.
ÇOCUĞA ÖĞÜT
Ne gülersin be yavrucuğum? Yoksa Cennetten müjde mi var Akşama kayıpla dönersin Önüne verseler on davar.
Öyle ağzını açık tutma Ola ki bir gün sinek kaçar Çok çiğne bütün bütün yutma Su kaynatır kayışın atar.
Boyundan büyükçe konuştun Verdiğim cevapla apıştın Senin yaşın kaç ki söyle Ne hakla benimle kapıştın.
Tükürsem bak görünmez yüzün Var kurşundan beterdir sözüm Adam ol, arkanla konuşma Bıktım bak, çekilmiyor nazın
Zaten belli senin yazmadığın Ortaya çıktı bak kazmalığın Çocuksan çocukluğunu bil Burnunda eksik hızmalığın
Daha sen çok körpe çaylaksın NURANİ’yi büyük saymazsın Osmanlı tokatı yemedikçe Anlaşılan adam olmazsın
Osman NURANİ---26/09/2012
…ayrıca “Allah’a emanet olunuz cümleme” verdiğiniz cevap zaten ne olup ne olmadığınızın bir sağlaması.
…bakınız kendimden büyük birinin de sizin gibi zatımı anlamamakta diretmesine ne cevap vermişiyiz.
Akıl yaşta değil unutmuş baştadır İstanbul’u fetih, yirmi birli yaştadır Bir daha karşılaşmamaya yeminli Kardeşini tanımaz bu OMURGASIZ
…evet biz burada çocuk deyip sizi yermemiz, büyüğümüze de “akılın yaşta değil başta” olduğunu bildirmemiz bir tezat olmayıp, her iki cüce yaş gurubu için bir kezzap niteliği taşımaktadır.
Ha HA HA kimlerle uğraşıyoruz ya inşallah bu işe el attık bu siteyi doğru düzgün bir hale getireceğiz.
İnsanlıkla olmuycak...
neyse he he sensin süpersin kralsın babasın ellerinden öperim hadi öptm kib bb (ahmet paşanın şiirini bilmez artis artis caka satar, çoluk çocuk şiiri yazar soner abiye yorum yapar, bilginin yaşı olmaz abicim bilmiyosan illa yanıt vermene gerek yok iki anlatım bozuklugu bulmus onu söylüyoya la anaaa bide tam anlayamamışmış hahahaa) ...hadi şimdi nereye emanet oluyosan ol ama önce اقرأ ...
…“ben teoricide değilim pratikçide hele alim falan hiiç değilim…O.U” kıymetli Edebiyatçım bu cümle
”ben teorikçide değilim, pratikçide değilim. Hele hele Alim falan hiç değilim” olmalı. Bu bir.
…gelelim o zatımızı madara etmeye matuf şiirinize;
…öncelikle şunu iyi bilmenizi isterim. İyi bir Edebiyatçı olmanın yolu, iyi bir iletişimci olmaktan geçer. Önce iletişimin yani etkili iletişimin kurallarını teorik olarak ve sonrada pratik olarak öğrenmelisiniz. Yoksa bu şiirde olduğu gibi “BALTAYI TAŞA VURURSUNUZ”
…Zaten ben fakirin kültür ve okur-yazar seviyesinin düşük düzeyde olduğunu söylerken bir taraftan da Osmanlıca-Arapça-Farsça karışık bir menü koyuyorsunuz. Bu bana TİLKİ ile LEYLEĞİN arasında geçenleri hatırlattı.
…siz çok okumuş olduğunuz için bu fıkrayı veya bu kıssayı tahmin ederim ki biliyorsunuzdur.
…kıymetli genç kardeşim “biz elifi görünce ahan da mertek deyip” hemen durduğu yerden alıp CEVİZ çırpmaya gitmek isteriz. Onun için bize bizim seviyemizden konuşursanız biz de ne demek ve ne murat etmek istediğinizi anlamış oluruz.
…siz bize tarafınızca yazılan bir şiirinizi göndermişsiniz. Bizim gibi “eşekler hoşaftan ne anlar suyunu içir denesini bırakır” onun için bize bizim seviyemizde bir şiir gönderiniz.
…dağ başında bir çobana hediye olarak son sistem bir otomobil ve LC Tv göndermişsiniz. Bu çok büyük bir hatadır. Bize bu milyarlık elektronik eşyayı göndereceğinize, önümüzde güdeceğimiz ve etinden sütünden faydalanacağımız bir-kaç yüz koyun keçi gönderseydiniz çok daha hora geçerdi.
Hicvedersem haini zahid günah ittin deme din-i islamda sevaptır çünkü şeytan taşlamak
…ey ZAHİT beni hainleri hicvederken görürseniz sakın ha günaha düştün deme. Eğer günah olsaydı hiç şeytan taşlamak vacip olur muydu? Fil hakika şeytan taşlamak sevap ve VACİPTİR.
Mir_i huban demeziz hasılı abdullaha şeyhi necdiyi götürmez ise işretgaha''
…biz, bizi günah deryasına götüren bir şeyhe, öndere ve hiçbir Allah’ın kuluna itibar etmeyiz, hasılı bizi güzel olana, maruf olana götürmeyenlere baş eğmeyiz, ittiba etmeyiz, kumandanım demeyiz.
…”hub” bir birine zıt iki mana ifade etmektedir burada hangisi kast edilmişsiniz tam anlayamadım. Eksik açıklamışsak bağışlayınız.
ben teoricide değilim pratikçide hele alim falan hiiç değilim arada iki karalarım aradada okurum o kadar! Bilgi kibrine kapılma sözünede buyur cevabım anlarsanız okuyun...
''Hicvedersem haini zahid günah ittin deme din-i islamda sevaptır çünkü şeytan taşlamak
Mir_i huban demeziz hasılı abdullaha şeyhi necdiyi götürmez ise işretgaha''
Bedeninden ışık saçan bir lal deniz kokan saçlarındadır beng-ü aşk küçük ve ıslak ellerindedir azam-ı ikbal
adımlarında zarif bir ibham tatlı dudaklarındadır peyansız sekr titreyen parmaklarındadır germ ab-ı ahmer
gözlerinden gözlerime iner sukut-u matem döner gider soru şiara kalır bir dem(O.U)
...yeterince irdelediğimi ve de anlamlı örneklerle açıkladığımı görmezden gelmeniz beni şaşırttı.
...evet her neyse keşke yüz yüze olsak umarım meramımızı daha iyi anlatırdık diye düşünüyorum.
...şunu bilmenizi isterim. sizin samimi bir mümin kardeşim olduğunuzdan hiç ama hiç kuşkum yok.
...ama nasıl ki içtihat alimleri bile bir biriyle ters düşe biliyorsa siz teorikçilerle biz pratikçilerin zaman zaman ters düşmeleri çok fazla yadırganmamalı.
Cevabınız için teşekkürler... 1)şairin kelimede değişiklik yapması haklı olduğunuz anlamına gelmez ben tamamen bilimsel olarak yaklaştım ama yararlanmak yerine hakaret olarak algılamışsınız öncelikle böyle bir tablo yarattıysam özür dilerim ama şunuda biliniz siz bir sitede şiir yayımlayıp şiir eleştirirken biz anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelinceye kadar kütüphane köşelerinde pinekliyoruz yazdığım herşeyi kütüphanemdeki kaynaklardan üstad hocaların açıklamalarından yararlanarak yazdım bu nedenle sizin yazıyı suçlamadan önce yazılı kaynak göstermeniz gerekirdi iki şair ismi vermekle olmuyo bu işler
2)Marek Stachowskı’yi siz okuyunuz ve kısa özetini bize anlatınız. Olur mu? Demişsiniz zaten teorik kitap okumayan bir muhterem olduğunuzu farkındayım ama ben ETİMOLOJİ eserini 2 defa okuyup eser hakkında arastırma yazısı yazıp eserin yayımında katkısı olan Bülent hocam tarafından da yanlıs anladığım noktalar düzeltilmek suretiyle etimoloji konusunda azda olsa bilgi sahibi olduğumu düşünüyorum oturduğunuz sandelyede bilgi yutmak yerine arastırıp bilgiyi sindirseydiniz böyle bir tartısma (Fikir alışverişi daha doğru olur)çıkmazdı
3)Bundan sonra sizi tartışmaya değer görmediğimden ve ayrıca uslubunuzu hoş karşılamadığımdan herhangi bir yorumunuza cevap vermeyeceğimi temin ederim SAYGILAR..
Ayrıca verg kelimesi ile ilgili tespitinizde beni oldukça güldürdü açıklama yapmadan önce Marek Stachowskı nin ETİMOLOJİ adlı eserini okumanızı öneririm…Oğuzhan Ulusoy
…esasen ağlanacak halinize gülmüşsünüz. Şiirin müellifi zatımın uyarısını dikkate alarak “Verg” sözcüğünü “Vergi” olarak değiştirmiştir. Ve haklılığımız ortaya çıkmıştır.
…Örneğin bir mısrada “sem” diye bir sözcük geçse bizde bunu görünce “sen” yazacağınız yerde “sem” yazmışsınız diye şairini uyarsak (elbette mısranın ‘mısraı yazmıyorum sizin gibi teorikçilerin bunu bile söz konusu etmemesi işten bile değil diye düşünüyorum’ hemen bunu bilgisizlik olarak algılamanız garipsenecek bir durum. Evet biz “sem” yanlış yazılmış dediğimiz halde meğerse şair “sem’den kastının; kurdun sırtlanla olan ilişkisi sonucu doğan eniği kastetmiş olduğunu bildirse bunda gülünecek hiçbir durum olmasa gerek.
…Marek Stachowskı’yi siz okuyunuz ve kısa özetini bize anlatınız. Olur mu?
durakların şiiri anlaşılmaz kılmış- demekte o kadar komiktir çünkü durağın anlamla ilgisi yoktur ritm (aksam) ile ilgisi vardır... Oğuzhan Ulusoy
…sizinle mülaki olduğum ilk yorumumda Gördüğünüz Tahsili önemsediğimi ifade etmiştim. Özünde yine doğrudur. Ama şu istisnalarda yok değildir. Hacettepeyi bırakın Oxford Üniversitesini de bitirseniz ve de ömür boyu tahsil görseniz, bir Aşık Veysel’in yaptığının ve verdiğinin esamesini veremezsiniz. Halbuki o bir tahsilsiz birisi.
…konumuza geri dönersek, Durağın edebiyat dilinde teorik olarak öğretileni beni fazla enteresa etmez. Çoğu zaman evdeki hesap çarşıya uymaz. Teorik olarak ve nazari olarak okutulanlar zamam zaman pratikle farklılık arz edebilir. Şöyle bir örnekle açıklayalım.
…futbol oynayan bir genç, kontratak nedir, libero nedir, 4-4-2, 3-5-2 gibi taktikler NEDİR bilmeye bilir, ancak bu genç amatör olarak futbol oynamaktadır. Ve yeteri derecede de yeteneklidir. Bu arkadaşa bu taktikleri örneğin kontratak nedir?, libero nedir? anlattın mı hemen kapacaktır, çünkü zaten bu söylenilenleri FİİLİ olarak yapmaktadır.
…buna mukabil futbol hakkında son derece teorik bilgiye sahip birçok kimsenin sahaya inse beklide 100 m koşamayacak hatta topa dahi etkili vuramayacak bir durumda olan insan sayısı hiçte az değildir.
…demem odur ki, teorisiz pratik başarıya ulaşabilirken, pratiğe dökülmeyen teorinin başarıya ulaşması zordur.
öncelikle duraklar ve hece kaygısıyla ilgili yanlışınız var 1)Bahr-i recez kalıplarından bizim en kolay ve durakların en eğlenceli bulunduğu kalıp olan MEF'ÛLÜ / MEFÂİLÜN/FA'ÛLÜN kalıbı gördüğünüz üzere 10 hecelidir. örneklendirmek gerekirse: Şekker lebin ağzıma söğerse Söğmek değil o duadır ey dost Mısrası örnek verilebilir şimdi diyeceksinizki vezinle bunun ilgisi yok ama malesef var kalıplar hecelerle çok büyük benzerlik barındırır bir fark şudur kalıplar katıdır ama zamanında yığınla kelimeyi içine almıs osmanlıca için bu sorun değildir hece ise daha serbesttir ama serbestçiyiz serbestçiyiz diyen zeka küplerinın de katkısıyla cümle hazinemiz fakir olduğundan kelimelerde fakid(nadir bulunur) bir hal almısdır heceyle yazılmış bir şiirin şairine serbest şiir yaz demek ne kadar mantıksızsa- durakların şiiri anlaşılmaz kılmış- demekte o kadar komiktir çünkü durağın anlamla ilgisi yoktur ritm (aksam) ile ilgisi vardır...
Ayrıca verg kelimesi ile ilgili tespitinizde beni oldukça güldürdü açıklama yapmadan önce Marek Stachowskı nin ETİMOLOJİ adlı eserini okumanızı öneririm hocam doç. dr. bülent gül'ün katkısıyla hazırlanmıs bu eseri türk kültürü araştırma enstitüsünden edinmeniz mümkün... öncelikle 2. bendin 2.mısrasında yer alan kelimenın kullanımında hiç bir sorun yoktur halk edebiyatında şükrü elçinin derlediği binlerce şiirin yüzlercesinde böyle durumlar görülür divan edebiyatındada bu terim i'caz olarak anlamlandırılır ve şiire hoş bir estetik kattığı şiiri güzelleştirdiği bilinir İ'CAZ kelimesi bir çok anlama gelir bu nedenle araştırdığınızda ferit devellioğlunun lugatı dışında pek bilgi bulamaya bilirsiniz adını hatırlayamadığım bir hocanın tezlerinden derlediğim bilgiye göre ; Arapça’da bir nesnenin gerisi, arkası, bir insanı aciz kılarak geride bırakma anlamlarıyla kullanılan i’câzın (Kamus Terc. II, 184 vö.) yukarıda sözünü ettiğimiz estetik ile bağlantılı anlam kazanması Kur’an üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya çıkar. Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Kur’an’ın tefsiri ve edebi değeri üzerinde yapılan çalışmalar i’cazın estetik değer olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilindiği gibi, Kur’an’ın edebi yönünün ele alınıp onun anlatım üstünlüğünün ortaya konması isteği İslam geleneğinde belagat biliminin temelini oluşturur. Kısacası, Arap belagatının kaynağı Kur’an’dır. Belagat terminolojisinde yer alan teşbih, istiare, mecaz vb.söz sanatlarıyla ilgili edebiyat terimleri Kur’an tefsirleriyle, Kur’an’ın estetik değerini ortaya koymak amacıyla var olduğu gibi i’câz da bir belagat terimi olarak önce Kur’an’la vardır; Kur’an’la bağlantılıdır.bu eleştirinizi de en büyük kitapla çürüttükten sonra VERG kelimesinin Osmanlıca VERH olarak yazılarak günümüzde bazı insanlarının eksiltmeyi eleştirmelerinin önüne geçilebileceği muhtemeldir ama Soner ağabey bunu muhtemelen bilmesine rağmen verh yazmamasının sebebi bu seferde sizlerin bilinmeyen kelimeler kullandın diyerek topa tutmanız olabılır SAYGILARIMLA...
EH ARİF OLAN ANLASIN...ARTIK SUYU DAMLASIN...BUNU BİLMEYEN HEMEN BURDAN VINLASIN...GÜNE DÜŞMÜŞ HARİKA BİR SÖZLER MANZUMESİYDİ ŞAİRİM...BU SAPLANTIDAN KURTULMAK GEREK..AKSİ HALDE HEP BİRLİKTE BATACAĞIZ BU BATAKLIKTA..HİÇ KİMSE SU YÜZÜNDE YÜZEMEZ ZİRA SİYASETTE..
1)Bahr-i recez kalıplarından bizim en kolay ve durakların en eğlenceli bulunduğu kalıp olan MEF'ÛLÜ / MEFÂİLÜN/FA'ÛLÜN kalıbı gördüğünüz üzere 10 hecelidir.
örneklendirmek gerekirse: Şekker lebin ağzıma söğerse
Söğmek değil o duadır ey dost
Mısrası örnek verilebilir şimdi diyeceksinizki vezinle bunun ilgisi yok ama malesef var kalıplar hecelerle çok büyük benzerlik barındırır bir fark şudur kalıplar katıdır ama zamanında yığınla kelimeyi içine almıs osmanlıca için bu sorun değildir hece ise daha serbesttir ama serbestçiyiz serbestçiyiz diyen zeka küplerinın de katkısıyla cümle hazinemiz fakir olduğundan kelimelerde fakid(nadir bulunur) bir hal almısdır heceyle yazılmış bir şiirin şairine serbest şiir yaz demek ne kadar mantıksızsa- durakların şiiri anlaşılmaz kılmış- demekte o kadar komiktir çünkü durağın anlamla ilgisi yoktur ritm (aksam) ile ilgisi vardır...
Ayrıca verg kelimesi ile ilgili tespitinizde beni oldukça güldürdü açıklama yapmadan önce Marek Stachowskı nin ETİMOLOJİ adlı eserini okumanızı öneririm hocam doç. dr. bülent gül'ün katkısıyla hazırlanmıs bu eseri türk kültürü araştırma enstitüsünden edinmeniz mümkün... öncelikle 2. bendin 2.mısrasında yer alan kelimenın kullanımında hiç bir sorun yoktur halk edebiyatında şükrü elçinin derlediği binlerce şiirin yüzlercesinde böyle durumlar görülür divan edebiyatındada bu terim i'caz olarak anlamlandırılır ve şiire hoş bir estetik kattığı şiiri güzelleştirdiği bilinir İ'CAZ kelimesi bir çok anlama gelir bu nedenle araştırdığınızda ferit devellioğlunun lugatı dışında pek bilgi bulamaya bilirsiniz adını hatırlayamadığım bir hocanın tezlerinden derlediğim bilgiye göre ;
Arapça’da bir nesnenin gerisi, arkası, bir insanı aciz kılarak geride
bırakma anlamlarıyla kullanılan i’câzın (Kamus Terc. II, 184 vö.) yukarıda
sözünü ettiğimiz estetik ile bağlantılı anlam kazanması Kur’an üzerinde
yapılan çalışmalarla ortaya çıkar. Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla
Kur’an’ın tefsiri ve edebi değeri üzerinde yapılan çalışmalar i’cazın estetik değer
olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilindiği gibi, Kur’an’ın edebi yönünün ele
alınıp onun anlatım üstünlüğünün ortaya konması isteği İslam geleneğinde
belagat biliminin temelini oluşturur. Kısacası, Arap belagatının kaynağı
Kur’an’dır. Belagat terminolojisinde yer alan teşbih, istiare, mecaz vb.söz
sanatlarıyla ilgili edebiyat terimleri Kur’an tefsirleriyle, Kur’an’ın estetik
değerini ortaya koymak amacıyla var olduğu gibi i’câz da bir belagat terimi
olarak önce Kur’an’la vardır; Kur’an’la bağlantılıdır.bu eleştirinizi de en büyük kitapla çürüttükten sonra VERG kelimesinin Osmanlıca VERH olarak yazılarak günümüzde bazı insanlarının eksiltmeyi eleştirmelerinin önüne geçilebileceği muhtemeldir ama Soner ağabey bunu muhtemelen bilmesine rağmen verh yazmamasının sebebi bu seferde sizlerin bilinmeyen kelimeler kullandın diyerek topa tutmanız olabılır
SAYGILARIMLA...