BİR SEVDA ŞİİRİ : 1.İNCİ BÖLÜMSenki şu alemlere rahmet olarak gönderildin, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hakka Kurban İsmail Peygamber’in soyundan geldin, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Seni daha ilk önce Adem Peygamber müjdeledi, Gök kubbedeki yazılı AHMED ismini söyledi, Ey Allahım,Yarabbim söyle nedir bu ad dedi? Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Allah-û Talâ Ya Adem sana cevapdır dedi, O senin soyundan gelecek bir torunundur dedi, Şu dünya onun yüzü suyu hürmetinedir dedi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hazreti İsmail Peygamber’den kaç zaman sonraya? Adnan’dan başlayalım nurlu soyu tek,tek saymaya, Meâd , Nizâr , Mudâr üçü ilk başta gelmiş dünyaya, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Devam edelim onları Nurlu soyu sıra,sıra, İlyâs,Mûdrike,Hûzeyme’ler doğmuşlar ara,ara, Alınlarındaki nuru taşımışlar kana,kana, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bizler Kinâne,Nâdr,Mâlik’i de unutmayalım, Bunları her zaman,hepsini bilip hatırlayalım, Kol,kol sırayla dedelerinide çok,çok analım, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Bunlar Peygamberimizin o mübarek dedeleri, Bembeyaz Nûr yüzlü idi, onların her birileri, Alemlerin Fîhr, Gâlip , Lûey’in de nebileri, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Kâab,Mûrre,sırasıyla Hekîm tam on altıncısı , Mûrre ve Hekîm hakkında çok az bilgimiz doğrusu, Cuma günlerinde hutbe etmek Kâab’ın buluşu, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Kûsay,Abd-î Menâf Kûreyşi fazlaca gelişletti, Güzel ahlakıyla herkesleri kendine mest etti, Kavmini ve soyunu Mekke’de çokça ilerletti, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Nihayet,nihayet O nurlu kolunun en yakını, Reisliğiyle Haşim oğulları aldı adını, İyi biliyoruz onun genç yaştaki vefatını, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Annsinden doğuştan beyaz saçlı imiş o insan, Allahtan uzunca bir hayat edilmiş ona ihsan, Abdûlmüttalib dedesidir bunu bilsen,anlasan, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Nihayet o babası Abdullah’ı da belirtelim, Sayıları on erkek kardeş olmuşlar söyleyelim, Abdûlmüttalib’in bir adağı var iyi bilelim, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Kesilen yüz devenin etlerini kurt,kuş yediler, Ayırdılar bir kısmınıda yesin diye fakirler, Abdullah’a lakabı boğazlanmış zembih dediler, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Uzun yıllar sonra iki cihan serverine lâkab, İbniz-Zeybiheyn iki kere kurban olmuş diye ad, Bu şekilde imiş Kadir Mevladan,Allahtan murad, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Abdullah şu Ben-i Eset Kabilesinin önünden, Gezinmekte iken bir kadın zina teklifi eden, Cevaben Abdullah hayır diyerek kayboldu gözden, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, O Ben-i Zühre Soyundan Âmine ile evlendi, Kainadın annesi hamile,nuru ona geçdi, Amine Abdi-Menaf oğlu , Vehib’in Kızı idi, Sevdamın ezelisin,kainatın efendisisin, Abdullah ticaret etmeye Medine’ye gidince, Kader bu orada hastalanıp vefat edince, Melekler dediler, Resûlün öksüz kaldı bu gece, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Allah-ü Talâ şöylece cevap verdi meleklere, Onun koruyucusu,kollayıcısı biziz diye, Nihayet böyle olmadımı kaç,kaç kere? Sevdamın ezelisin, kaianatın efendisisin, Peygamberimizin dünyaya gelmesine az ahir, Bir anda İran kirasında on iki burç yerle bir, Adeta haber veriyordu geleceğe dair, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Uzun seneler,yıllardır yerli yerinde duran su, Durduk yerde kayboldu,Teberiye gölü kurudu, Bu olayları düşünen o kahinler kayra yordu? Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Ateşe tapanların bin yıllık yanan ocakları, Sönüverdi ani bir şekilde bütün bacaları, Anladı bunun ne demek olduğunu hocaları, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, İran’lı Hükümdar gece yatınca bir rüya gördü , Bir sürü develeri Arap atı ile yürüdü, Dicle Suyu’ndan öte Fars iline çekip sürüdü, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Mekke’de ise durum bir yıl kuraklık,bir yıl kıtlık, O yıllarda Mekke’li ambarları doldurdu katık, Sene-tül-feth-ü-vel-ibdihç dediler buna yıllık, Sevdamın ezeliin, kainatın efendisisin, Beşyüz yetmişbir yılı , Rebüevvel ayı içinde, İlkbahar ile Yirmi Nisan Pazartesi gününde, Sabah güneşi daha doğmadan Allah indinde, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Haşim oğulları mahallesi onun doğduğu yer, Mekke’nin doğusundaki babasından kaldığı yer, Meleklerin kundaklayıp kalbini yıkadığı yer, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Dedesi öyle sevindi,doğumu müjde edene, Çok büyük,büyük ziyafetler her önüne gelene, Çocuğun adı Muhammed dedi,sorupda diyene, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Davetliler sordu Muhammed ne demek yerken yemek, Dedesi cevaben, Üstün meziyetli olan demek, Aynı zamanda övülüp,senâ edilen bir melek, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Âmine Anne onu üç ile yedi gün emzirdi, Oğlunu akrabalarına gösterdide gezdirdi, Ona bakmak için süt annesi Hâlime’ye verdi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Hâlime Anne yoksul kendi halinde bir kadındı, Onunda çocuklar ve Şeymâ adlı bir kızı vardı, Fakir evinin bir anda o evin bereketi çok,çok atdı, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, O devirde Mekke’deki aile çocuklarını, Bakmak için götürür verirlerdi yavrularını, Mekke’nin bu havası etkilerdi kuzularını, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Günlerden bir gün süt kardeşiyle ikisi gezindi, Kocaman bir ağacın altında oturup dinlendi, Oraya Melekler gelip o kalbini temizledi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, Süt annesi Hâlime ona kendi çocuğu gibi, Bakıpda korurdu bol,bol,emzirdi ve pek çok sevdi, Dedesine teslim ederken ağladı,kederlendi, Sevdamın ezelisin,kainatın efendisisin, Onu kesinlikle hep sağ memesinden emzirdi, Sol memesini bir kez olsun kattiyetle vermedi, Nur çocuğa gözü baktı,hiçte üşenmedi, Sevdamın ezelisin, kainatın efendisisin, TURAN ÖZCAN/ 01.08.1992 AFYONKARAHİSAR |