düğün...
Düğmelerini iliklemiş yağmurlar vardı.
Gökyüzünde bugün sen gidince apansız ,arkandan el sallayan bir kaç bulutla birlik olmuş gidişine tebessüm ediyorlardı. Suni teneffüs zili’de çalmamıştı. üstelik ! Peçete de yatan ölü balık için. Kokusunu alabildiğince uzağa yayan , portakal çicekleri kadar da masum du. Giderken yanında sana eşlik eden. Sarı nevazım saçların. Düğündü dün seni görmek için ! Kalpleri birbiriyle Çarpışan meleklerin umutsuz bekleyişleri sonrasında pencerede gördùkleri ayın yansıması. Ve ölümü teşvikliyordu gün sancılar içinde ayna’ya düşen gözyaşı uğruna buğün. |