Çok yorgunum,
Çok yorgunum,
Ağlayan ruhların dermanı yok, Çaresiz kabullenişler, Menekşelerin bile neşesi yok, Hüzünleri kayıp. Yalan söylüyor gözler, Yineleniyor bir yaşam, Yeniden doğuş oluyor, hayatın kabusu, Tüm korkaklığına rağmen. Şimdi, Karanlığın gözlerini aç, Yalnızlığın kuytularında bekliyor, Özlemiyle seni, Tüketilmiş benliğin. Nerede isyanlar, Dönüşü zor yollar, Bunun için değil miydi,her şey, Özgürlüğün,ufak kara parçası. Silkelediğimiz düşünceleriyle var olan, Yarınların ağıtları, Kaybolmuş heyecanıyla, Yüreğimize haykırınca, Dağılan parçalarımızı toplamak çok zor. Gülen yüzler, Çirkinliği örtmüyorsa, Zihinlerdeki bulanıklığı almalı, Kaybolmuş sevgilerle. Fırtınaları var,yelkensiz sabahın, Limanlarda bekliyor umutları, Yol alınmalı, Hasretleri Küreklerde bırakarak. Uzanışı çok yalın olsun hayallere, Kuytularda bekleyen benliğin, Dokunuşları sade olsun, Hayata gözlerin. |
Her sabah, Güneş'i tutuştururken sevdam,
Her gece sabahı özlemekten..
Çekilmiyor gecenin karanlığı, bir tanem;
Bir sözcük mesafesinde sevdam,
Bir sözcük menzilinde,
Gecelerin ayazı;
Zaten üşüyor yüreğim,
Yorgunluğum da cabası..! !