Zehirli Sarmaşık...
Kaktüslerin arasından sıyırıp çıkar
yağmurdan inen izbelere saklanan gözlerini. Çisildesin lakin fısıldamasın sesizliğin manasında kaybolurken her bir öfken Yırtılan mevsimin yakası hesaplaşsın geçmişiyle vur vuramadığın kadarına alabildiğinin intikamından şaha kalksın sancılanan gökyüzün. Bir mühimseme varsa ötelerden kopardığın yutkunma kus çiçeklerin en hasını böğürtlenlere karışsın istiğfarların hükmedemediğine emreden yalnızlığın başına sar hüzünlerini Zamansız açan Nisan lara rest çek yüklen ardına topallayan kötürüm geceleri gez dolaştır dürüp büktüğün cebindeki kirli efkarları Var oluşun her bir noktasına nüzul etsin yıkanmayı bilmeyen karartılar baharların bekleştiği kapıları tokmakla yüreğinle hesaplaş kirlenmişliklerinde boğduğun umutlarla. Duyumsanmayışlıklara inat güverte çıkar mor şualardan itirazına mızrak olan gök yüzünden salkımları düşür sevdanın damarlarına sürükle peşinden kimsesizliğin sitemlerini. Sevinçlerini sakladığın küçük kutunda her biri ayrı kapı açarken cihana sen umutlan umudunu yitirdiğin imkansızlığın penceresinden el salla selam et insanlığa Ringe çıksın koridorlarında suizanın harp kokuştuğu kanlı av mevsimi tekrar etsin çığlıkların nefesinde kesilirken naraları Köhnelerin girdabına dal ötelensin bırak zehir kokan sarmaşık çiçekleri zerk ediyorken koca ummana yığılmışlıkları sen berraklaş billur billur yüksel alabildiğine sıyrılıp müsemmaya. Yasemen Akyürek Ank |