İKİ KÜÇÜK MÜHÜR
Değermiş meğer deymeyen aşk’a boyun eğmeyen baştaki düş yağmurlarının çisesi
Sonbulur mu bu saltanat yoksa;çark mı eder truvalı tahta at endişesi Sarıldığında mı yoksa;sarsıldığında mı sebepsizleşiyor’seni seviyorum’sihirlisini sarfetmesi? Gördüğünde değil kalbine gömdüğünde manidarlaşıyormuş iki küçük mührün ibaresi En beteri tek yeteridir sevgilerin;öksüz kalan sözlere kucak açmışçasına himayesi Ne sözler yerini buldu ne de gözler rengini unutturdu hafızalarda;yeri alınamayacak belli! Her vedada kaderin varsa eğer bir eli; Diğeri ecele uzanmadan sevdiğini son birkez olsun görmeli... 01.08.2012/ESKİŞEHİR |