Rüzgaradır Nasihatım/Seni bugün aşkın sönük güneşi kalbime gömdüm / Oysa hep yaşatmaya yeminliydi sözlerim Aşkın lugatında yokluk diye geçiyor adın Seni bugün günüm aydınlanmadan gömdüm Sonuna gelinmiş bir hikayenin zoruna gidilmiş kötü kahramanıydın sen ! Heybende hep kırık kalpler taşırdın ... Dudağımda kan kokusu Günahkar teninden dudağıma bıraktığın son sorgu Sen acısı yıllanmamış bir kalp vurgunusun Pıhtılaşmış kan kesilmiş nefes Kadar sonsun Varlığın içinde yokluk savaşlarında Sürekli kaybeden şovalye Cesaretin kadar korkak Kahkaların kadar ağlaksın Rüzgaradır nasihatım kokunu asla savurmasın ! |
Sevgiliyi aşkıyla beraber gömebilir insan fakat her anımsayışta aşk tekrar baştan başlar gibi zihinlerimizi kurcalar, öyle ki uzakta da olsa yanımızda imiş gibi hissederiz.
"Sen acısı yıllanmamış bir kalp vurgunusun
Pıhtılaşmış kan kesilmiş nefes
Kadar sonsun "
Nefesin kanlaması bir nevi sonluk değil mi veya pıhtılaşan kanla?
"Varlığın içinde yokluk savaşlarında
Sürekli kaybeden şovalye"
Bence bu dizeler bir ezberi bozup farklı bir sunumla şiire yeni bir boyut kazandırmıştır, yani çok taze, yeni, farklı anlatım biçemleriydi veya yeni bir şiir tarzı...
Çok etkileyici ve şiir adına doyurucu bir şiir okumanın hazındayım, çok beğendiğimi söylemek isterim
"Cesaretin kadar korkak
Kahkaların kadar ağlaksın
Rüzgaradır nasihatım kokunu asla savurmasın ! "
İkilemler ve zıt anlamlı kelimlerin bir biriyle dans etiğini duyumsadım, hissettim; şiir içinde şiir kelime içinde çokça anlam vardı yani çok boyutluluk hakimdi şiire ve tabii anlatıcının tatlı, sıcak diil söyleşisini unutmamak gerek diye düşünüyorum
Yüreği selamladım ve şiire bir kez daha selam durdum
Saygılarımla