yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
nasıl; ve neden ki, bir taşla çift vurursun böyle? aşka, koşu bu mu yani? madeniyet ikliminde, bu ne döneklik kinin, ipi mi çok ince? gel de deş bari ki; erisin kalsın gönlün içinde ki, duygular mevsimince şaşma sakın, diller lal kesilince
sen- ben düşünce şıp diye içime, yüreğim çığ gibi kaydı ve ben; bilsen nasıl da sevmiştim, seni perçem perçem son demim de; yüreğim çeker mi ki, sensizliği zedeli kıymetlerin b-inerse ağırlığınca sırtım taşır mı ki, hiç de bilemem? " T cetvelimin eskizlerinde"geç de olsa s-dön gel "çizgime" sinsice b-akışın yakar; gönlümde ki, imgelerini oysa ki; fark etmedin bile, sende ölen özlemlerimi gömüldün öylece kaldın işte, ten kokunun renginde k-aşınmamış o halinle
gevezeliğin mahoşluğunda; kalben akıttığımız, o her hecede dudak titrerken dondu ya, yalandan cümlelerin içinde adice kelimeler: dil ucundan, aktı da b-aktı bak arlar’ın hükmü kalkınca, zehrin y-akışta yıktı köz i-timi çabalar, gönülde kalan tek maziyken elde, ne kaldı ki?
sahi ben sana! kıl mı olmalıyım, kökün dibinden çürükse dalındadadır ham düşler, düşmemesine anlattım mı bilmiyorum, ayarın bozulurken ayarlandım yanlızlığa, hücrelerimle ben isimsiz hatıraların gölgesinden, akışta gelen o akşam ses vermedin, azgın akan gözlerin pınarından ve de sizsizliğimi dayayı ver hicranla, hasret köprüsüne! doğururken, bizsizliğimizi
göğsüme damlarken, pişmanlık yangını o kem yaşların tel tel hüznümü, içime sindirip sardım yakamozlarına tek tek söylerim bak, seni sonra usanmadın mı ki, cadı kazanından? kaynayıp da dururlar, pak hislerim yoksa tüm bunlar, acılarım mı?
saçlarına teğet geçen elimin, söyle ne günahı var tutsağı olmuşsa, o saç tellerinin yazmanın oyasında da, emeğim usulca dolandıkça okşanır belki, karanlıkta kalan saçlar saramazsam eğer, bu ellerimle o zaman; Yak içimi, göğüs tahtam yanıp bitene kadar
ey ruh eşim; nerde görülmüş ki, ikizlerin koptuğu bak işte! kanıyor her bir tarafım yürek param parça, delik deşikken özlemler toprak bile anam gibi ağlar ah yağmurlar ah! akıtsa bile bereketini, gönlümü tuzunla b-dağlar
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar yoksa, çakal sürüsümü var? lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, bıçak yaralarını sararken çırpınan feryat sesleriyle, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, bıçak yaralarını sararken çırpınan feryat sesleriyle, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
nasıl; ve neden ki, bir taşla çift vurursun böyle? aşka, koşu bu mu yani? madeniyet ikliminde, bu ne döneklik kinin, ipi mi çok ince? gel de deş bari ki; erisin kalsın gönlün içinde ki, duygular mevsimince şaşma sakın, diller lal kesilince
sen- ben düşünce şıp diye içime, yüreğim çığ gibi kaydı ve ben; bilsen nasıl da sevmiştim, seni perçem perçem son demim de; yüreğim çeker mi ki, sensizliği zedeli kıymetlerin b-inerse ağırlığınca sırtım taşır mı ki, hiç de bilemem? " T cetvelimin eskizlerinde"geç de olsa s-dön gel "çizgime" sinsice b-akışın yakar; gönlümde ki, imgelerini oysa ki; fark etmedin bile, sende ölen özlemlerimi gömüldün öylece kaldın işte, ten kokunun renginde k-aşınmamış o halinle
gevezeliğin mahoşluğunda; kalben akıttığımız, o her hecede dudak titrerken dondu ya, yalandan cümlelerin içinde adice kelimeler: dil ucundan, aktı da b-aktı bak arlar’ın hükmü kalkınca, zehrin y-akışta yıktı köz i-timi çabalar, gönülde kalan tek maziyken elde, ne kaldı ki?
sahi ben sana! kıl mı olmalıyım, kökün dibinden çürükse dalındadadır ham düşler, düşmemesine anlattım mı bilmiyorum, ayarın bozulurken ayarlandım yanlızlığa, hücrelerimle ben isimsiz hatıraların gölgesinden, akışta gelen o akşam ses vermedin, azgın akan gözlerin pınarından ve de sizsizliğimi dayayı ver hicranla, hasret köprüsüne! doğururken, bizsizliğimizi
göğsüme damlarken, pişmanlık yangını o kem yaşların tel tel hüznümü, içime sindirip sardım yakamozlarına tek tek söylerim bak, seni sonra usanmadın mı ki, cadı kazanından? kaynayıp da dururlar, pak hislerim yoksa tüm bunlar, acılarım mı?
saçlarına teğet geçen elimin, söyle ne günahı var tutsağı olmuşsa, o saç tellerinin yazmanın oyasında da, emeğim usulca dolandıkça okşanır belki, karanlıkta kalan saçlar saramazsam eğer, bu ellerimle o zaman; Yak içimi, göğüs tahtam yanıp bitene kadar
ey ruh eşim; nerde görülmüş ki, ikizlerin koptuğu bak işte! kanıyor her bir tarafım yürek param parça, delik deşikken özlemler toprak bile anam gibi ağlar ah yağmurlar ah! akıtsa bile bereketini, gönlümü tuzunla b-dağlar
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar yoksa, çakal sürüsümü var? lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, bıçak yaralarını sararken çırpınan feryat sesleriyle, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
AZAP...
Kadri ATMACA (AZAP)
Değerli dostumun şiiri her zamanki gibi güzeldi, değerli kalemini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
sen- ben düşünce şıp diye içime, yüreğim çığ gibi kaydı ve ben; bilsen nasıl da sevmiştim, seni perçem perçem son demim de; yüreğim çeker mi ki, sensizliği zedeli kıymetlerin b-inerse ağırlığınca sırtım taşır mı ki, hiç de bilemem? " T cetvelimin eskizlerinde"geç de olsa s-dön gel "çizgime" sinsice b-akışın yakar; gönlümde ki, imgelerini oysa ki; fark etmedin bile, sende ölen özlemlerimi gömüldün öylece kaldın işte, ten kokunun renginde k-aşınmamış o halinle
Bir kaç sefer okudum inanın.okunması ve manası çok zevkliydi..çok güzel bir şiir ziyafetiydi diyorum ben..saygılar sunarım.
Duygu deryasına derin hissiyatlara daldırdı bur eser düşündürücü etkili ustaca yazılmış harika bir şiir üstadımı gönülden kutluyorum saygılar sunuyorum..
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar yoksa, çakal sürüsümü var? lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, bıçak yaralarını sararken çırpınan feryat sesleriyle, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
Bir deryada kaybolmuş gibi sanki yüzüyor kelimeler kıyılardan uzak bir yerlerde sessizce, cümle kurmak için yanyana geldiklerinde kopuyor derinlerde fırtına, bir girdap oluyor çekip alıyor yüreği en dibe, bir daha çıkmamacasına gömüyor derinliklerine. Anlam veremez oluyor bu yok oluş da ne diye? Öyle bir düşünce ikliminde yol almış ki duygular anlaşılması zor, anlatması imkansız sanki. Değerli hemşerim okudum, okudum, tekrar tekrar okudum, sanırım beynim biraz yorgun, ancak bu kadarını algılayabildi)) ama çok güzeldi, okurken kayboldum duyguların labirentinde, gönülden kutluyorum değerli kaleminizi, var olsun duyarlı yüreğiniz, sevgi ve umut ışığınız hiç sönmesin, ebedi yansın, mutlu ve esen kalınız...
Selamlar saygılarımla
* * *
dağ gülü tarafından 7/7/2012 11:41:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
nasıl; ve neden ki, bir taşla çift vurursun böyle? aşka, koşu bu mu yani? madeniyet ikliminde, bu ne döneklik kinin, ipi mi çok ince? gel de deş bari ki; erisin kalsın gönlün içinde ki, duygular mevsimince şaşma sakın, diller lal kesilince
sen- ben düşünce şıp diye içime, yüreğim çığ gibi kaydı ve ben; bilsen nasıl da sevmiştim, seni perçem perçem son demim de; yüreğim çeker mi ki, sensizliği zedeli kıymetlerin b-inerse ağırlığınca sırtım taşır mı ki, hiç de bilemem? " T cetvelimin eskizlerinde"geç de olsa s-dön gel "çizgime" sinsice b-akışın yakar; gönlümde ki, imgelerini oysa ki; fark etmedin bile, sende ölen özlemlerimi gömüldün öylece kaldın işte, ten kokunun renginde k-aşınmamış o halinle
gevezeliğin mahoşluğunda; kalben akıttığımız, o her hecede dudak titrerken dondu ya, yalandan cümlelerin içinde adice kelimeler: dil ucundan, aktı da b-aktı bak arlar’ın hükmü kalkınca, zehrin y-akışta yıktı köz i-timi çabalar, gönülde kalan tek maziyken elde, ne kaldı ki?
sahi ben sana! kıl mı olmalıyım, kökün dibinden çürükse dalındadadır ham düşler, düşmemesine anlattım mı bilmiyorum, ayarın bozulurken ayarlandım yanlızlığa, hücrelerimle ben isimsiz hatıraların gölgesinden, akışta gelen o akşam ses vermedin, azgın akan gözlerin pınarından ve de sizsizliğimi dayayı ver hicranla, hasret köprüsüne! doğururken, bizsizliğimizi
göğsüme damlarken, pişmanlık yangını o kem yaşların tel tel hüznümü, içime sindirip sardım yakamozlarına tek tek söylerim bak, seni sonra usanmadın mı ki, cadı kazanından? kaynayıp da dururlar, pak hislerim yoksa tüm bunlar, acılarım mı?
saçlarına teğet geçen elimin, söyle ne günahı var tutsağı olmuşsa, o saç tellerinin yazmanın oyasında da, emeğim usulca dolandıkça okşanır belki, karanlıkta kalan saçlar saramazsam eğer, bu ellerimle o zaman; Yak içimi, göğüs tahtam yanıp bitene kadar
ey ruh eşim; nerde görülmüş ki, ikizlerin koptuğu bak işte! kanıyor her bir tarafım yürek param parça, delik deşikken özlemler toprak bile anam gibi ağlar ah yağmurlar ah! akıtsa bile bereketini, gönlümü tuzunla b-dağlar
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar yoksa, çakal sürüsümü var? lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, bıçak yaralarını sararken çırpınan feryat sesleriyle, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
AZAP...
derin anlamlı çok güzel şiirir yazan yüreği kalemi kutluyorum, Severek okudum, haz aldım okurken KALEMİNE SAĞLIK Saygılar selamlar
oldukça ustaca kaleme alınmış,ağır düşündürücü gönülden düşmüş mısralar. duygulu,sitem dolu geçmiş anıların hesaplaşması gibi anlamlı sunum.
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar
özellikle bu mısralar çok güzel ve anlamlı yazılmış. tebrikler üstadım.
göğsüme damlarken, pişmanlık yangını o kem yaşların tel tel hüznümü, içime sindirip sardım yakamozlarına tek tek söylerim bak, seni sonra usanmadın mı ki, cadı kazanından? kaynayıp da dururlar, pak hislerim yoksa tüm bunlar, acılarım mı?
saçlarına teğet geçen elimin, söyle ne günahı var tutsağı olmuşsa, o saç tellerinin yazmanın oyasında da, emeğim usulca dolandıkça okşanır belki, karanlıkta kalan saçlar saramazsam eğer, bu ellerimle o zaman; Yak içimi, göğüs tahtam yanıp bitene kadar
KALEMIN VAR OLSUN SEVGİLİ DOSTUM ŞAHANE OLMUŞ SEVGİYLE KALIN GÖZLERIM İYİ GÖRMÜYOR ONUN İÇİN TAM OKUYAMADIM SEVGİYLE KALIN
Mana ve anlam dolu harika bir şiir okudum, seçkin kalemi ve engin yüreği kutlarım. En içten selam ve saygılarımla. Nice anlam dolu şiirlerinizi okumak dileği ile.
seni bana bırak ki giderken.. Bende var sansınlar seni.. Sen gidende benden, ne yazım kaldı ne baharım Her mevsim kış yaşarım ben her gece ayazdayım yâr Hasretin vurmuş gecelerime - olmuş dilim lâl der gibi hocam.Ne dolu bu şiir de.. Yüreğinize emeğinize sağlık. Sevgi ve saygımla.
nasıl; ve neden ki, bir taşla çift vurursun böyle? aşka, koşu bu mu yani? madeniyet ikliminde, bu ne döneklik kinin, ipi mi çok ince? gel de deş bari ki; erisin kalsın gönlün içinde ki, duygular mevsimince şaşma sakın, diller lal kesilince
sen- ben düşünce şıp diye içime, yüreğim çığ gibi kaydı ve ben; bilsen nasıl da sevmiştim, seni perçem perçem son demim de; yüreğim çeker mi ki, sensizliği zedeli kıymetlerin b-inerse ağırlığınca sırtım taşır mı ki, hiç de bilemem? " T cetvelimin eskizlerinde"geç de olsa s-dön gel "çizgime" sinsice b-akışın yakar; gönlümde ki, imgelerini oysa ki; fark etmedin bile, sende ölen özlemlerimi gömüldün öylece kaldın işte, ten kokunun renginde k-aşınmamış o halinle
gevezeliğin mahoşluğunda; kalben akıttığımız, o her hecede dudak titrerken dondu ya, yalandan cümlelerin içinde adice kelimeler: dil ucundan, aktı da b-aktı bak arlar’ın hükmü kalkınca, zehrin y-akışta yıktı köz i-timi çabalar, gönülde kalan tek maziyken elde, ne kaldı ki?
sahi ben sana! kıl mı olmalıyım, kökün dibinden çürükse dalındadadır ham düşler, düşmemesine anlattım mı bilmiyorum, ayarın bozulurken ayarlandım yanlızlığa, hücrelerimle ben isimsiz hatıraların gölgesinden, akışta gelen o akşam ses vermedin, azgın akan gözlerin pınarından ve de sizsizliğimi dayayı ver hicranla, hasret köprüsüne! doğururken, bizsizliğimizi
göğsüme damlarken, pişmanlık yangını o kem yaşların tel tel hüznümü, içime sindirip sardım yakamozlarına tek tek söylerim bak, seni sonra usanmadın mı ki, cadı kazanından? kaynayıp da dururlar, pak hislerim yoksa tüm bunlar, acılarım mı?
saçlarına teğet geçen elimin, söyle ne günahı var tutsağı olmuşsa, o saç tellerinin yazmanın oyasında da, emeğim usulca dolandıkça okşanır belki, karanlıkta kalan saçlar saramazsam eğer, bu ellerimle o zaman; Yak içimi, göğüs tahtam yanıp bitene kadar
ey ruh eşim; nerde görülmüş ki, ikizlerin koptuğu bak işte! kanıyor her bir tarafım yürek param parça, delik deşikken özlemler toprak bile anam gibi ağlar ah yağmurlar ah! akıtsa bile bereketini, gönlümü tuzunla b-dağlar
benden, artık buraya kadar seni bırak ki, bende yine de var sansınlar oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı hazan sarhoşu gibi, bu can hep yalpalar yoksa, çakal sürüsümü var? lime lime edip etlerimi, parça parça da doğrarlar sol yanımı alıp gidince, hemen yallah! içimden gelipte geçenler, hançerlerini bağrımdan toplarken çırpınan feryat seslerine, irkilip de sorarlar yoksa yakınları mıydı; böğründen söktüğümüz hançerler, hay Allah!
Hay Allah bu neydi ya nasıl ve nerde saklı duyguların canhıraş feryadı idi gerçek miydi var mı böylesine ulvi ve gerçek hislerle bağlanan şimdi hangi birini kopyeleyip buraya tekrardan sizin mısraları geçeyim onlarda hep kendimi buldum ha işte bu satır ha işte bu cümle ha işte bu mısra benlik diye düşüncelere durdum Hay Allah tebrikler gerçekten gönül sesiniz ,kaleminiz susmasın ( kinin, ipi mi çok ince? (sahi ben sana! kıl mı olmalıyım, kökün dibinden çürükse) anlattım mı bilmiyorum, ayarın bozulurken ayarlandım yanlızlığa, hücrelerimle ben) ey ruh eşim; nerde görülmüş ki, ikizlerin koptuğu)oysa ki; ne yaz’ı kaldı, ne de içimin bahar’ı ) Tümüyle güzelken ben bunlarda daha bir fazla takıldım Hay Allah
Üstadım öyle muhteşem ki şiirin içinde kaldım,hem -dem oldum kaybolup gittim.Bu esere yorum yazamam,sadece şapka çıkarır selama dururum,saygılarımla,selamlar.
sevgilerle
Bilal kekeç