Unutkan İp Cambazı
Her seferinde
Nasıl şiir yazılırdı unutuyorum Gözlerim unutuyor Dudaklarım unutuyor Etim unutuyor Sonra gözümün önüne Bir buz kütlesinin içinde uyuyan bir gül geliyor Bir türlü erimeyen Bir türlü eritemediğimiz Peki böyle mi hoşuna gidiyor sevgilim? Seninle konuşur gibi yazmam Masum sözcüklerin sergilediği Temsili bir şiir havasında Gösteri bittikten sonra fuayemizde gizlenip Spotların altında imgelerimizi öpüştürebileceğimiz Sayfadan bir sahnede Kurtarılmış bölgemizde bahtiyar taklidi yapan İki deli oyuncu gibi Nasıl şiir yazılırdı Anımsayamıyorum Yaşlı bir slogan olacaktı ruhunda Ayık olduğum bir zaman Derime nakşedeceğim ilk fırsatta Ama neydi? Neyse Söz verdin İlk fırsatta sırtıma serseri rujunla kazıyacaksın Biliyor musun? Göğsünden çıkan karanlık harfleri emzirmeseydin gecelerime Hiç büyüyemezdim ben kendi yarattığım alfabede İşte o yüzden İrili ufaklı bunaltılarımda dahi Hep o mavinin emrindeydim Otur Otur Kalk Kalk Öp Öp Nasıl da tuhaf bir, “ağla gezegenindeyim.” Vahşi bir ağacın Yumuşak bir yaprağısın Bu çelişki seni bende filizlendiriyor Biliyorum Sevmiyorsun keyifsiz virgülleri Ve onlara ait üvey cümleleri Tüylü saatler Saatinden kopmamaya yeminli dakikalar Nafile Tahlil sonuçları geldi : Şehvet balığımız yüzemeyecek bir daha akvaryumunda Oysa Bu şiir gölünü yapabilmek için Ki sırf dalabilelim diye şahitsiz Kaç gece nöbete kaldım, yapay sonbaharlar eşliğinde Karamsarlık da buharlaşır mı Sana hayali bıçkınlığımda Her defasında Unutuyorum nasıl şiir yazacağımı Giriyormuş gibi yaptığımız sunaklarda birikiyor Çileli sevgilerim defaten Hep uyku – sersemi oluyorum sana Evet, gibi Uyur sever gibi Bak yine unuttum içimdeki şiirini Ama şimdi buldum sebebini : Sen o buz kütlesindeki şeydin Şey… Neyse hadi “gül” Ve bil, yedi yaşındaki halinle : En iyi sırrı Sarhoş bir ip cambazı tutar... Oktay Coşar |
mavidir . . .
siyaha karışınca lacivert
kırmızıya dokununca mor
öpünce sarıyı
yeşil . .
ve dahi
severse tüm renkleri
ebruli . . .
evet evet suçlu mavidir
mavi . . .
bu arada . . .
şiir güzeldi :)