Kirpinin Aşkıhikaye bu ya; dikenleri yoktu henüz bir serçe yavrusu sevimliliğinde… ve bu kadar sessiz değildi kirpi ne zamanki aşık oldu, o zaman yandı /bir kekliğe vuruldu/ tatlı bir melodiye uyandı o sabah bir kayanın zirvesinde şakıyordu keklik bu kadar duygulandığını hiç hatırlamıyordu kirpi artık keklik ötüyor, kendi dinliyordu keklik -nesline ihanet eden varlık- taştan taşa sekerek öter kirpiye aşkını seslendirirdi ve uzun sürmedi aşkı ihanet yine sahnedeydi ‘seni çok seviyorum ama senden gitmem gerek’ dedi kirpiye ve uçup gitti başka kayalıklara kirpi tükendi anlayamıyordu ihanetin sebebini hep içine attı derdini sessizliğe gömüldü ta ki kekliğin sesini yeniden duyana kadar şakıyordu yine keklik ‘sensizlik çok zor ama dönemem yardım et bana, senden uzak eyle beni’, diyordu kirpi aşkına yenik ‘mutlu olsun o’ dedi ve giyindi bugünkü dikenli kürkünü değdi kekliğe; acıttı, incitti anlamadı keklik, bağırdı; ‘beni sevmiyorsun, canımı yakıyorsun’, dedi kirpi acı acı gülümsedi ama keklik bunu görmedi bir daha sesini duyan olmadı kirpinin yalnızlığa teslim karanlıklarda dikenlerine sarınarak yaşadı Müjdat Bilgin |