BATININ KUMAŞINDAN ELBİSELER DÜRÜNDÜKBırakın dıştakini içe bakalım içe, Yetmiş iki fırkada azar azar göründük. Kopamayız râm olduk fitneyi eken piçe, Önünde takla atıp ayağına süründük Batının kumaşından elbiseler düründük. Dişimizi söktürdük dayandırdık azıya, Hemence benzettiler çulsuz uyuz tazıya. Tavşanla yarış diye bıraktılar yazıya, Ezildikçe gururum sızılara büründük Batının kumaşından elbiseler düründük. Önce dili bozdular kopardılar bağımı, Dilaçar’la yıktılar kelimeden dağımı. Hamak diye yayılıp sallandığım ağımı, Parçalayıp yırtınca obamızdan küründük. Batının kumaşından elbiseler düründük. Sıra geldi dinime her yerden Mehdi çıktı, İnancımı put diye saldırıp hemen yıktı. Allah diyen gönlümü karartıp hapse tıktı, Hücreyi mektep yapıp iman ile öründük Batının kumaşından elbiseler düründük. Biz ki vatan çocuğu, gene yaban sayıldık, Sırtımız sıvazlanıp gevşedikçe yayıldık, Ağuyu şerbet diye içip içip bayıldık, Sonradan aydık amma inim inim üründük Batının kumaşından elbiseler düründük. İsmail Süklüm ------DOSTTAN GELENLER----- Eksik kaldı kumaştan, ağız kapatmak için, Gazeteyle, Tv.’yle, şekil aldık ne biçim! Dilim kilitli şimdi, gün gelir- gelir içim! Zehiri yedirenler, kendisi kusar için’... Eli mahkûm olanla, aynı renge büründük! Denir ki: "Kral, Çıplak!"; "elbiseler düründük". .......kadiryeter Şiirime değerli yorumlarıyla destek veren tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca tek tek yorumlarınıza cevap veremediğim için de özür diliyorum. Saygılarımla. |
İnim inim ürünmek deyimini ilk kez duyuyorum, sizin kültürünüzde bu söylem varsa mesele yok, harikulade bir şiir olmuş. Sizde bu söylem yok sa, burası şık durmamış.