Bitmeyen Aşkın SenfonisiKapıyı vurup çıkarken ki o gök gürültüsü Ve siciminden yağan nisan yağmurları Hep korkardım bilirsin fırtınadan Ürkek ve ağlamaklı olur Sokulurdum boynuna Gitmenin kaç kal’ı vardı acaba Soyunduğum kadar giyiniktim sana oysa Kandili sönmüş evler gibiyim Yakacak da yok dumanımı savuracak da… O tozkoparanların vurgunuyla Yüreğinin çekip gitmeleri yok muydu? En çok o hüsrana uğratırdı ya Yalnızlığımla yıldızların altındayım. Ve artık yalnızca bir rıhtımdayım. Her gün beş çile vakti büyütüyorum özlemimi Kıblegahım aşkım ve sen’i gölgelerin Evimin duvarından boy veren Sarmaşıklara gizlemişim Ne bilirdim içten içe kök saldığını Sarmaşıklar Yeşilçam fragmanlarında Boş çerçevelere gömülü hazine gibi Üçe beşe bakmayıp harcadığın Anıları da yok sayacaktık aslında… Eskiciye versem de almaz öpülmüş ellerimi İkinci el yaşanmışlık satılık levhalarında Sararmış harflerin mağduriyetiyle Kayda alınıyor adım mor çatılarda Yerleşik hayata geçmemiş Sürgün gözlerine uyarlanan Yarı saydam peri masalıymış bu aşk Ben sana öldür dememişken Mademki öldürdün içindeki beni Söndür içimde yanan ışıkları Kesilsin koca şehrin elektriği Yangın yeri dudaklarımı susturup Ayaz kaldırımlarda sürüklerken Yiğitlik sen de kalsaydı adamlık serde Keşke gömüp de gitseydin hayallerimi… 20 haziran 2011 anısına... Neşe CÖMERT 20 Haziran 2012 |
..
Bu güzel dizenizin muadillerini yazan o kadar çok kişi oldu ki buradan da imge hırsızlarına da seslenmiş olayım bu vesile ile duygu ve düşünce yoksunu kaval kalemler...
Taklit edilmek güzel ...
Tebrikler acılı bir şiir ve yürekli bir seslenişti ...
Şaban Aktaş tarafından 7/22/2012 6:47:27 PM zamanında düzenlenmiştir.