Bu bir sevda şiiridir

SAKLAMBAÇ

Kaz Dağlarının uçlarında
kıvrımlarında
yokuşlarında

Rüyalarımın kasırgalarında
hep seni aradım
yıllar oldu seni aradım
bulamadım.

Kaz Dağlarının bir yanında sen
bir yanında ben
Oynamak istemiyorum artık
yoruldum.

Hem Kaz Dağları da yoruldu
bir yanda ıtır kokusu
bir yanda deniz...
Itırların kokusu denize karışmış
saçların kokuyor
ben perişanım.

Çok yoruldum
hasretinden
beklemekten
bu oyundan
Çok yoruldum

Gülüm,
Çık artık saklandığın yerden
solgun saçlarını
yorgun gözlerini
kırgın ellerini
Gizleme benden
Çık artık saklandığın yerden
Oynamak istemiyorum artık
istemiyorum...

Denizde martılar
Kaz Dağlarında kumrular
Vapurlar, otobüsler
Hepsi gitti
Hepsi bizi terketti
Sen hâlâ nazlardasın
Sen hâlâ oyundasın
Sen hâlâ orlardasın

Itır kokulum,
Deniz gözlüm,
Dağ ceylanım
Sana daha ne deyim
Özledim işte
Kahrolası çok özledim
Bu oyun ne zaman bitecek
Gözlerimin sızısı
Ne zaman dinecek
Bu yangın ne zaman sönecek.

Elma desem de çık
demesem de çık
çık artık nolursun çık
Oynamak istemiyorum artık
istemiyorum...
Senin;
Gönlüme konuşun
İçimde yanışın
Başımda dönüşün
Bıktırdı beni...
Kelebek kanadınca narin ellerin
Bana çok acı veriyor.
Kulaklarımda çınlayan nazların
Beni çokca yoruyor.

Gözlerin vardı ya senin
Yıllardır içimi yakan gözlerin
Hani nerde?
Hani nerde diyorum
Hani nerde?

Gülüm,
Çık artık saklandığın yerden
Artık saklanmanın bir anlamı kalmadı

Benim saçlarımda beyaz
senin saçlarında naz
Bu gözler hiç bir yerde bulamadı
aradığı güzelliği
Bu gözler soldu artık
Artık özlemenin
sevmenin
güzelliklerin bir anlamı kalmadı
Itırlar saçların koksa ne olur?
Kokusu denize karışmış ıtırları
sevmiyorum artık...
Susuz avuçlarımda
bulamadığım sevgini
içtim kana kana
kimi serap dedi
hayâl dedi
rüya dedi buna
kimi deli dedi
aptal dedi
aşık dedi bana
Ben ne deyim
ne deyim
ne deyim gülüm sana
Çık artık saklandığın yerden
martı kokulu saçlarını
gizleme benden
Çık artık saklandığın yerden
Oynamak istemiyorum artık
istemiyorum...

Gündüz AYDIN