Zührevi Bir Durumdur Küvetin İçinde Köpük Olma Arzusu
gittikçe çatallaşan dilin ve göğüslerin diye başlıyorum
ıssız bir küvette dalgalanan amadeus’un notaları cüceler çok zarif bir çılgınlık bu bir konçertonun arasına sıkışmış belki de çok önemli her gözünde kaç kirpik olduğu ya da kalbine ulaşan damarların maviliğinin kökeni ve müsaitse yağmurlu bir günde iki kişilik rezervasyon yaptırmak istiyorum ıslaklığımıza böyle böyle düşük yapacak içimizdeki kirli cümleler böyle böyle alkışlayacak bizi quasimodo kamburunun arasından bizi dikizlerken seni görüyurum işte o güzel buğunun ardında rüzgardan hayallerin havalanıyor bir kaç rüyam tahrik oluyor leziz bir hiçlik tadı dağınıklığımda gitme dememek için düşlüyorum tenini hiç de fena bir fikir değil dudaklarına biraz mesaj verebilmek için kanatsız bir kuşun paçasına şiir bağlamak eminim senin ve saçlarının da hoşuna gider Bir de demedi deme kıtlık baş gösterecek pek yakında yatağımızda o yüzden yanına alabildiğin kadar yalnızlık al ama uğultusuz ihtilallerden ve anılardan kalma ancak öyle unutabiliriz kallabalıkların nasıl acıttığını çaresizliğimizi gittikçe çatallaşan dilin ve göğüslerin diye bitiriyorum her şey zührevi bir durum ya da bir masal artığı yakışıklı prenslerden ve güzel prenseslerden arta kalan o yüzden bizim elimizde öksüz bir küvetin içinde mutlu ya da mutsuz bir köpük olmak elbet bir gün nefesimizle patlayacak İşte öyledir ki yaşam içi düş dolu bir küvetin içinde bri ihtiras manifestosu işte öyledir ki lafım : düşümüze küvvet... Oktay Coşar |