Sevinci Savrulmuş Haldaş Gözlerin
Gece eksilebilir, eksilmez tanıdık yüzüne susuzluğum.
Doğrul sorgusuz, korkusuz gözlerinle konuş gel, ben gözlerini tanırım senin… Bu gece oturup seni özledim; ay doğruldu, su duruldu; örttün mü perdesini penceremizin? Şimdi yüreğime su taşıyan sesini sessizlik çaldı. Yüzünde gölgelenen o bayat bir hüzünle, senin sesin ve gözlerin bana emanet kaldı… Gözlerin… Yıllanmış şarkılar kadar yalnız, terli ve suskun akşamlar gibi yorgun, gibi ürkekti senin. /Şimdi parmaklıkların perdesi ışık: Sevgilim… Sevgilim… Sevinci savrulmuş haldaş gözlerin! / |