O Uzak Göçebeler Epeydir Göçebeler
“Say acı olanı, uyanık tutanı say
Beni de onlara kat... -Paul Celan- I Nerdesin? Beni anlamazsan duyulmaz sesim… Masallar öldü, o sevilen yüzler de. Benim ömrüm ölü yüzlerle arkadaş; yaslı sözlerle, yitik güzlerle, benim ömrüm infazlarda o güllerle arkadaş... Hey güller, martıları bilir misiniz? Kaç metre küp ter, kaç milyon megavat keder yüklenir otobüsler: Sorsam... Sorsam anlatabilir misiniz? O uzak göçebeler epeydir göçebeler... II Masallar öldü, öpülesi yüzler de! Biz şu dağların buzulundayız. El vurup yüz sürdükçe zamanın aynasına, gördük ki tufanlar ortasındayız… Masallar öldü, yaralıdır düşler de; biz aynı notalardayız, köhne rüyalardayız… İlkyazlar yağma, esriktir gülüşler de, hangi anılarla avunmadayız? O uzak göçebeler epeydir göçebeler... III Daha aşklarımız kuruyor, dağlar kuruyor; hızla ölüyor her şey, hızla soluyor. Bu yüzden kahrını dağlara salan uzak bir yıldız gibi, yıldızını uzaklara salan kahırlı dağlar gibi, yıldızsız dağ, dağsız yıldızlar gibi, yaşamak bile bile: Üstelik kuşlar gibi. Üstelik kuşlar gibi... IV Yine geceyi bir kurşun sesi vurdu; kimse görmedi, kimse! Fail de beraat, meçhûl de. Ölüm oyununda duraklardayız. Şu yıkımlarda savrulan ömrümüzdür, savruldukça küçülen, çürüyen ömrümüzdür; biz külü, kül de bizi tanımlar, ağlar... V Büyük sevgiler büyük ölürler. Papatyalar, akarsular ölürler. Kan sıçrar, seherin göğsüne vurur: masallar ölür, düşler ölürler! Oysa kim bilir ki yanağımda yangınlardan çok önce o yârin bıraktığı öpüş izi var; yüreğimde oralardan kalan bir düş izi var... VI Kaç ömür eskittik şunca yaşamışlıkta. Nerdesin? Nerdesin? Beni anlamazsan duyulmaz sesim... Daha bizi soracak olursan, burada her şey bilmediğin gibi. Daha beni soracak olursan: “Herkesin biraz faili olduğu meçhûl bir cinayetim şimdi! ” |