Gündüz KapılarıGündüz kapıları Kimi açık masmavi ağzına kadar Kiminin kısmeti kapalı üç gri vakte kadar Gündüzün olgunlaşmış şerri Akşamın alacalı büyüsü Biz kalbi temiz ve iyimser kemirgenler Ellerimizde yaşlı kazmalarla Hep bir firar arzusu göğsümüzde Gündüzü delerken – akşamı delerken Terleyerek yağıyoruz yine kendi kökümüze Ve hep Aynı idam sehpamızda İçiyoruz çaylarımızı Tek şekerli Kalplerimizde dev ekran Ansızın çıka gelen bir sevişme sahnesi İrtica ediyor beynimizde bulduğu boş bir köşeye Deniz kıyısı ve yosunlar kardeş kardeş yıllanıyorlar Depozitosuz bir bankta ben Martılardan biraz miskinlik tozu satın alıyorum Gündüz kızılı bir bulut tutmuşken elimden Mayıs’tan yarım kalan buluşmalarım var cebimde Dokunamadığım rimelli balıklar var içimde Sonra bir akşam üstü kaprisi geliyor birden Bağırıp kaçırıyor hepsini Sabundan bir yalnızlık kalıyor geriye Köpük köpük sıkıntılarla Belki de zamanı gelmiştir Geçen kış ektiğim imgeleri toplamanın Yeni tahliye olmuş bir hasat zamanımda Ya da bir kadehin içinde saklıdır belki bir kaç saat sonra gelecek "dokunmalar" adlı kitabın ön sözü : kınından sıyrılan gece kadehteki parmak izi gözbebekleriçatlamış zamansız aynaların hesapsızbir rüzgar yağmurun oluyor, bir sözcük harlıyor yeni emekleyen ateşi biraz lavanta kokusu uyandıracak tufanları severek topluyorum seni harflerine kıymadan nabzını dinleyerek bedeninin sesinde s e n i n l e sencileyin a y n ı d a l d a aynı kutuda efil efil eserken tenin vaktinden önce omzuma konan sadık bir uğur böceği gibi, bir gecenin en doğurgan akşamında, gözlerine saygı duruşunda Oktay Coşar |
maşallah :)
en çok da şeyi sevdim kemirgen oluşumuzu ^_^