GÜZ ÇEÇEKLERİNDEN ÇELENK
Niçin öldün Nazım?
Ne yaparız şimdi biz Şarkılarından yoksun? Nerde buluruz başka bir pınar ki Onda bizi karşıladığın gülümseme olsun? Seninki gibi ateşle su karışık Acıyla sevinç dolu, Gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım? Kardeşim, Öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende, Denizden esen acı rüzgar Kapacak olsa bunları Bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir, Yaşarken seçtiğin Ve ölümden sonra sana barınak olan Oraya, uzak toprağa düşerler. Al sana bir demet Şili kasımpatılarından, Al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını, Halkların savaşını, kendi dövüşümü Ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü Kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz, Çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret, Benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç Veren dostluğundan yoksun. Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle, Zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten, Zulmün izlerini görmüştüm ellerinde, Kinin oklarını aramıştım gözlerinde, Ama parlak bir yüreğin vardı, Yara ve ışık dolu bir yürek. Ne yapayım ben simdi? Tasarlanabilir mi dünya Her yana ektiğin çiçekler olmadan? Nasıl yaşamalı seni örnek almadan, Senin halk zekanı, ozanlık gücünü duymadan? Böyle olduğun için teşekkürler, Teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için. |