HİÇ SEVER MİYDİ ?Akşamın karanlığı çökmek üzereydi koya, Kayığına atladı adam usulca, Başı önünde, aklı kimbilir nerde, Asıldı küreklere... Durgun, dalgın bir robot gibi çekti kürekleri, O değildi çeken kürekleri, Kendisi dışında bir güçtü sanki, Bir ruh gibi hareketsiz kayığın içinde, Dalgın gözleri, hareketsiz kayığın dibinde, Baktıkça battı sanki denizin dibine... Meçhule doğru bir yolculuk başlamıştı yenice, Ne yöne gideceğini kestiremiyordu kendisi bile, Yaşlı bir balıkçı edası vardı yüzünde, Oysa daha gelmemişti kırk beşine, Derman kalmamış gibiydi ellerinde, Ama, dönüşü de yoktu geriye, Gidecekti bu yol onu nereye götürürse... Bir adacık vardı ilerde, Her zaman sığındığı, Martılar üzerinde adeta yarışa çıkmıştı, Kimi zaman çoşkuyla danseder gibi uçuyorlardı, Kimi zaman da sanki cenaze marşına eşlik ediyorlardı, Öyle görünüyor ki, bugün onların da keyfi kaçmıştı. Kayıkdaki meçhul adam uzaklaşırken yavaş yavaş kıyıdan, İskelede bir siluet akşam karanlığında sanki esintiyle savruluyordu, Etekleri uçuşuyordu, saçları yüzüne yapışıyordu, Ama, o hiç istifini bozmuyordu, İçinden; "Dünya yansa yorganım yok içinde!", diye mırıldanıyordu, Etekleri uçuşmuş, saçları savrulmuş çok muydu ? Uğruna ömrünü adadığı adam, İşte orda arkasına bakmadan uzaklaşıyordu, Bundan sonra hayatın ne anlamı vardı ! "Git yolun açık olsun!", bile diyemedi, Deseydi, birşey ifade eder miydi onu da bilemedi, Göğsünde kavuşturduğu kolları bir türlü çözülmedi, Çözülüp sevdiğine bir el bile edemedi, Bir, "Güle güle !" diyemedi, Orda uzaklaşıp giden gerçekten sevdiği miydi onu da çözemedi, Sevdiği olsaydı, onu böyle cansız bir beden gibi koyup da gider miydi, Ölmeden mezara iter miydi? Olduğu yerde kaskatı kesildi, Böyle olacağını bilseydi hiç sever miydi, HİÇ SEVER MİYDİ ? (31/10/07 23:30) Perihan METİN |