ŞUBAT AYINDA ANKARA'DA
Bu yıl erken bastırdı kış!
Yağmur yağıyor, yağmur yağdıkça seviyorum seni. kar yağıyor, kar yağdıkça seviyorum seni. karaya vurdukça, sular dondukça üşüdükçe, bir şeyler yitirdikçe, umudum kırıldıkça çıkmaza girdikçe yaşam, yüreğim sıkıştıkça, sen değiştikçe daha çok seviyorum seni. Donmuş suda çelik tadı var ağzımda eski tutun ve buruk çay tadı her sabah yaya geçiyorum butun Ankara’yı kömür ve kükürt kokuları arasında her aksam yaya geçiyorum bütün Ankara’yı okuyarak bildirilerini direnen öğrencilerin bakarak yırtık afişlere, şarkici resimlerine, nereye gitsem içimde bir geç kalmışlık duygusu bu yüzden bir saat erken gidiyorum gideceğim yere ne zaman, nerede ve nasıl bilmiyorum, ama birden yasamın korkunç bir hızla değiştiğini düşünüyorum ve ikimizin ayni kişiler olmayacağımızı yarin. Bu yıl erken bastıran kişi yasıyoruz Sanki olumlu kahramanlarıyız kotu bir romanın yeni bir dilin sözdizimine çalışıyoruz gökyüzünü verip yüzünü alıyorum görüntünü verip acıları siliyorum yüzünü koyuyorum umutsuzluğun yerine Usumda sesinin ve gövdenin usumda sesinin ve gövdenin görkemli atlası |