ÖNSÖZ
Bazan bir sözcük arar ozan, bekler
bir anahtar sözcük, başlamak için şiire, bir görüntü bazan, bir ses, bir koku, bazan da bir şey, bir devinim izi. Hepsi var, hem de istemediğin kadar; kireç yanığı görüntüler: Lemnos, Ayios Istratis, üç tanık sözcük: Makronissos, Yaros ve Leros; sürgün ve işkence öyküleri, burun sızlatan. Ağaçlar: Zeytin, çınar, incir, okaliptüs Duvarlar: Ak badanalı bahçe duvarı Sesler. Saban, çıngırak, keçi melemesi Başka şeyler: Kiraç taşları, mavi ve yeşil. Bir de fotoğraf var, eski biraz: Gülen bir kadın, saçları kısa, tatlı esmer, bir çocuk, kıvırcık saçlı, üç-dört yaşlarında, ve bir erkek, kısa pantolon giymiş, kolları çapraz, gövdesi çıplak ve belinde bir asker palaskası. Bir asker palaskası: Tıpkı o parmağa dolanan beyaz iplikler gibi, hatırlamak için, unutmamak için bir tarih yorumcusu gerektiği zaman. Gülüyor adam, mutlu olduğu da söylenebilir, ’daha az gökyüzü istemem’ der gibi sanki. Ancak bir emekçi ozan böyle durabilir ayakta, bunca deney ve bunca sınavdan sonra. |