İnsan
Nurdan bir top denmişti daha bebekken ona
Dili çok ballanmıştı girince altısına Her tarafa filizler vermeye başlamıştı Şelale gibi aktı girdi ondukuzuna Balta girmez ormandı göksünde açtı güller Ne güzel yaşlardı o yirmiler yirmibeşler Gök gürültüsü gibiydi heybetliydi gelişler Deprem gibi sarsacak olurdu yürüyüşler Bir takım asker gibi görüntüsünde dişler Saygıda kusur etmez söğüt gibi inişler Kemalata doğru gidiyor bu gidişler Ağır ağır yürürdü saygılı bu gelişler Barajı doldurmuş su gibi otuzdördünde Baba olup dağ gibi kol kanat gerdiğinde Koruma vardır onun nasihat öğüdünde Güz mevsimi gibi saçlar ağardığında Elisinde göremez yakınını gözlüksüz Altmışında gezemez olmuş idi asasız Altmışbeşte direnmez yaşamaya çaresiz Hiç bir zaman kimseyle konuşmazdı selamsız Yetmişinde damakta takma dişler görülür Suratı geometrik şekillerle çizilir O munis bakışları çok manalı bilinir Nüfus kaydı eskirse hemencecik silinir |
beğeniyle okudum