Ölüme Gazel
İnsandır en yüce değerleri yaratan.
Sevdayı sözgelimi, erdemi, özlemi, özveriyi, umudu, şefkati, düşü... Yaşamı tanıdıkça kendini tanımlayan... İnsandır... Ve fakat yakalar yakalamaz uygun bir an bulur bulmaz dengini durmaz tümünü haraç mezat pazarlar... Soylu mu soylu, huylu mu huylu; hırsız mı hırsız, arsız mı arsız! İnsandır... Tanrılar yaratacak denli esinli, tinsel, engin... Canı pahasına direnecek denli gözüpek, atılgan, seçkin... Ve fakat kendi büyüsüne sığınacak denli bitkin, güvensiz, sefil... Sefasını sefaletten sağacak denli rezil... Özlü mü özlü, sözlü mü sözlü; bezgin mi bezgin, azgın mı azgın! İnsandır... Diş diş dudaklarında özgürlüğün tutkusu kıvılcımlanır, çığlığı gecenin ışıltısı olur şarkılarında. Çağıran acılarsa eğer koşar üleşir her şeyini... Ve fakat ışıltının karşısında kuduran da odur... Bilgine değil, haine tapan; kendi türünü yok etmenin ustası; doydukça bölüşmeyi unutan... Masum mu masum, mazlum mu mazlum; Katil mi katil, zalim mi zalim! İnsandır... Bir o’dur ölümlü doğuşunun bilgisiyle yaşayan... Vurgunu olduğu göğe süssüz, sürgünü olduğu cana güçsüz, çılgını olduğu tene öksüz... Narince açan... Soldukça üzgün... Sevincini bile gözyaşıyla yoğuran... bir yanı hep anılara sarmaşık... Gönül boyu yaralı... Ömür boyu âşık... Bağrında özlem, sırtında hançer dağları delip, ağzında ışıkla gelebilir... Coşkun, düşlü, dövüşken... Ve fakat çıkan için ufkunu yakan dostunu satan da odur... Doymak bilmezcesine çakalcana açgözlü; uygarlığınca acımasız, evcilliğince vahşi... Korkak, kaypak, sürüngen... Ulaşsa denizler gibi yıldızlar da kirlenir ellerinde... Binlerce yılmış gibi ömrü, onlarca yıl susabilir; suskunluğu çatal çatal, yılanca zehirlidir... İçli mi içli, güçlü mü güçlü; suçlu mu suçlu, hınçlı mı hınçlı! İnsandır... Sonunda solacak, kurumuş bir yaprak gibi rüzgâra ilişerek geldiği toprağa dönecektir. Yücelerde soluduysa ömrünü baharda sazı kalır dallarda hızı kalır kuşlarda açar sesi dillerde sözü kalır... Irmağın kıvrım kıvrım suyunda köpürür, gümüşlenir... döndükçe gümüşlenir... Arının kekik tüten balıyla leylaklar kınalanmış bakışlar kutsar onu, köklere sürgünlere uğurlar... Ardı sıra ateşböcekleri uçuşur, su tutuşur... Dalgalar alkışlarıdır... Kimi ölür izi kalır, kimi ölür buzu kalır |