BİR ANA
Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı
Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini O yaşta bütün yahudi kadınları gibi Sırtında eski bir siyah kadife hırka Bir şikâyet yorgunluk ifadesi bakışlarında Küçük, çilli, dik kızıl saçlı Satılmamış gazeteleri koltuğunda Üşüyen bütün küçük çocuklar gibi Burnunu çeke çeke, avuçlarını hohlaya hohlaya Sürterek eskimiş kunduralarını Ayak uyduruyordu anasının adımlarına Onlar önde, ben arkada Bir mart gecesi onbirden sonra Taksim’den Tünel’e kadar yürüdük Alçak sesle konuşuyorlardı aralarında Sanki bir değirmen ağır ağır dönüyor Hayat, ağır ağır akıyordu Bulanık, kirli nehirler gibi Büyük, karanlık binalar arasında |