İstiklal
Bu zırhları, bu orduları tanırım,
benim de sularım girdiler, benim de toprağıma asker çıkardılar geceleyin. Kanıma susamıştılar. Çalmak istiyorlardı gözlerimin nurunu, hünerini ellerimin. Döktük denize onları 1922’ydi yıllardan... Mısırlı kardeşim; şarkılarımız kardeştir, isimlerimiz kardeş, yoksulluğumuz kardeştir, yorgunluğumuz kardeş. Şehirlerimde güzel, ulu, canlı ne varsa: insan, cadde, çınar, savaşında senin yanındalar. Köylerimde Kelam-ı Kadim okunuyor senin dilinle, senin zaferin için... Mısırlı kardeşim, biliyorum, biliyorum, istiklal otobüs değil ki birini kaçırdın mı, öbürüne binesin... İstiklal sevgilimiz gibidir aldattın mı bir kere zor döner bir daha. Mısırlı kardeşim, kanalın sularına karıştı kanın. İnsanın yurdu bir kat daha kendinin olur toprağına, suyuna karıştıkça kanı. Yaşanmış sayılmaz zaten yurdu için ölmesini bilmeyen millet... |