PERDAH
bir sen kendini eskisi gibi hatırlıyorsun
başak kapıları açmıyor söylediklerin kendinden eksilttiklerini hayat koymuyor geri dünle konuşuyorsun tüylenmiş öfken, için acımış sıkıntı çoğaltmıyor kimseyi izlerini siliyorsun kendini yinelerken hatırlamaktan göremiyorsun şimdiyi aldığın yaş katettiğin yola denk değil dünyaya bunca acımasız gözlerin kendine kapalı bir tek, olgunlaşmadan çürüdüğünü bilmiyorsun bunca tükenmişken yıldızların gecen çekiliyorsun içindeki koyu is, yağlı bölge kırık hayal parçaları yenilmez gevşeyeni yüzünün perdahında denediğin usturalar geri getirmez seni bütün bunlar herkes kötü, dünya fena sonumuz geldi diye değil öğrenmen gerekenleri zamanında öğrenmediğin içindir bir erkeklik mesleğidir perdah zaman çekilen suları bilir zamanı geldiğinde kalmak için çekilmek gerekir |