OPAK
Uzundur kaçıyor opak
Işıktan açığa çıkardığı Yaklaşıyor gövde Yolları geceliyor geçerken Bir zamanlar çölleri ormanları denizleri de öyle Kalabalığın vahşi örtüsünde Fizik yasalarıyla çıktığı sürek avı Çekirdeği saklamanın ham yalnızlığı Geri emiyor gölgeyi Verilmez olan Başka gözleri erteleyen Yalnızca opak doku Gündeliği yerine getiren ölümlü nesne Onu bizden geleceğe kaçırıyor Kendinin başka’larıyla yer değiştirerek görünüyor İlerliyor, her yere vesikalık gövdeler bırakarak Şimdiki zamanda çoktan geçtiği köprü Bir gün bütün izleri havaya uçuracak Başka kalplerde daha tanıdık olacak bir gün Ondan süzülen ışığa aldanıp |