SES
Uyandım ki ses içinde kalmışım
Yüzüm gözüm ağzım burnum ellerim Aralanan deniz kapısının sesi bu Silkelenen güneş tavuğunun sesi Diş rengindeki halatın gıcırdayan sesi Ağaç biçimindeki ses borusunun, Yarınki buğdayın, devinen kemiğin, Tarihsel bileğin, direncin sesi bu Oynaşan arabanın, kucaklaşan atların. Baktım güneşte soğumuş karanfil gibi mavi Bir yapı işçisinin kulağındaki kalem gibi güzel Yağmurda ıslanmış namlu gibi yeğin Serçe kanadı değmiş çamaşır ipi gibi esrik Okul bahçesinde dolaşan güvercinler gibi Kıyıda öpülen dudak, yağmurda öpülen dudak gibi Gölgelere sokulan yüksüz dakikalar gibi Kutsal oyuncaklar gibi. |