HALİÇ
Bir uğultu değirmeni ilk uğrağımız
her sabah kurulan bir insafsız pazar; sağıyor yeşil sevincini uzak tarlaların, güneşten damıtılmış körpe yemişleri kamyon kamyon sağıyor güneyden kuzeye, daha tohumdayken ucuza kapatıp sandıklarla çuvallarla örgütsüz emeği sağıyor geviş getiren ağızlarına altın dişli küstah aracıların. Üstü kabuk bağlamış bir yarayı bir kez daha yırtıyor her pazarlık, çünkü yemişler değil alınıp satılan yağmalanmış umutlarıdır ırgatların, gurbete çıktılarsa ilkyazla birlikte dağıldılarsa verimli ovalara kışlaklarından dönüp duruyor tepelerinde bir alıcı kuş bir ucu İstanbul’da, Haliç kıyısındadır bir ucu güneydeyse kanatlarının. |