GECENİN GÖLGELERİ
Bir ömür nasıl geçti hiç farkına varmadan,
Gecenin gölgeleri ufkuna yaslandı mı? Gözlerinin önünden geçerken yorgun yıllar, Kirpiğinin uçları birazcık ıslandı mı? Kalbimdeki hasretin uzarken fasıl fasıl, Sensizliği yaşarım bilemezsin ki nasıl, Yalnızlığın üstüne çökerken usul usul, Mor çiçekli dağların, yaz günü puslandı mı? Bilirim bir zamanlar başın göğe ererdi, O endamın, bakışın dünyalara değerdi, Simsiyah saçlarımız, bak nasıl da ağardı, Uçuk düşüncelerin kalbinde paslandı mı? Mevsimler birer birer yıllarımızı çaldı, Tükenen ömrümüzdü, son demine az kaldı, Bu aşkın girdabına, söyle bizi kim saldı? Kahverengi gözlerin mâtemle süslendi mi? Sorarsan işte hâlim, başka sebep arama, Senelerdir beklerim, tuz basıp kor yarama, Ecel kapımı çalsa, çoktan girdim sırama, Deli dîvâne gönlün, durulup uslandı mı? Kirpiğinin uçları birazcık ıslandı mı? |
Tükenen ömrümüzdü, son demine az kaldı,
Bu aşkın girdabına, söyle bizi kim saldı?
Kahverengi gözlerin mâtemle süslendi mi?
Sorarsan işte hâlim, başka sebep arama,
Senelerdir beklerim, tuz basıp kor yarama,
Ecel kapımı çalsa, çoktan girdim sırama,
Deli dîvâne gönlün, durulup uslandı mı?
Kirpiğinin uçları birazcık ıslandı mı?
DUR DENİLMEYİNCE YANLIŞA HAYAT KAYAR GİDER DOST KUTLAR SEVGİLER SUNARIM...