GÖNLÜMDEKİ ŞEHİTLERE
Kaçıncı fasıldır bu bilmem.
Yılışık bir tebessüm gibidir sevdalar. Takılıp bir hayatın peşinden... nice sevdalara sevdalandılar. Koklanmamış bir gülün, okşanmamış bülbülün cesaret veren yalnızlığında avundular. Har düştü nice ocaklara ve bir yığın öksüz kaldı geriye. Sükut ettiler; gün yüzü görmemiş isyanların ardından. Arsız bir cesaret yüklendiler gem vurulmuş çığlıklarda, Ay`a bayrak asan yalanın karşısında bayraklaştılar. İki vesile zaman ve mekan. bülbül ise gülün derdinde. Hayat böyledir işte, üç beş satırlık bir mektup gibi, gündelik telaşlar ile hemhal olmak, her kararmış sayfayı beyaza boyamak gibi. Kimse bağlayamaz hislerini. Kanatlanır bazen uçmak için birikmiş duygular. Son sayfa son nefese kadardır. Delice haykırabilmek ise sevenlerin işi. "Hey! uzak diyarlar... dağlar, duyun sesimi. Bize Toprak ile kardeş, bir şarkıya eş, sevdalara sevdalananlar gerek" Hayat hiçte mükemmel değildir. Gediğine konmamış taşları sırtlarsın bazen. Hiç söylenememiş sözleri kelime yapar cebinde taşırsın. Keser döner,sap döner Gün gelir hesap döner… ah! bir de Dünya döner. En onmaz felaketlerini bir dağ türküsüne yüklediler. Pervasız bir düzenin içinde hakikat olup, dikildiler. Bazen zifiri karanlıklarda bazen sağır olmuş kulaklarda ve hiç öpülmemiş dudaklarda kutlu ülkülerini ezberlettiler. And olsun karanlık geceye, yemin olsun sehpalarda yücelenenlere; dirileceğiz! Ölümün çaresizliğine inat! yeniden, yeniden... ve bir daha yüceleceğiz. Ki onlar! Fatih’in topları gibi isabet, ruha şerbet gibi ibadet ettiler. İki vesile zaman ve mekan hain ise bir olmazın peşinde. Kim söyleyecek dağdaki itlere? "Hey! sizler… Güneşi tutamazsınız, çiğnemeden yutamazsınız, yemeden kusamazsınız" Kim haykıracak kim? Öyle ya! sert rüzgarlar yok artık. Yıldızları avuçlarıyla tutanlar yok. Bilirim herkes bir sevdanın peşinde ve bazen hıçkırıklara boğulurum nedensiz. Köşede yalnız kalmış bir çocuk gibi yaşlı gözlerle... bakınırım! özlemleri bile özletenlere. Onlar gittiler dönmeyecekler, neler oldu emanetlerine hiç bilmeyecekler. Türkülerimiz birer kurşun, sazımız bir silahtır artık "Hey! uzak diyarlar... dağlar, duyun sesimi. Bize Toprak ile kardeş, bir şarkıya eş, sevdalara sevdalananlar gerek" Sahipsiz bir mektup gibi kalsın bu sözler. Ne yazar? Hayat dediğin bir ölümse, sen sadece gülümse. ............... K.Kurultay |