Dağ vecdini sessizce, narıyla serdediyor!Gönül,insan sülbünün deryasıdır Lamekan olan bir zamandan sudur eden, aşk-ı vuslatın şiarıdır Kimi zaman hicran ve bazende hüzünle yol alan bir seyr-i devranın iştiyakıdır Ne kadar ihlasa erişirse, hal’ini kal’iyle müsavileştirirse nazargah olan makamdır İnsan, kul olmaya azmetmelidir Ruhunun ve kalbinin sahibine iltica ederek, suluka ermelidir Nefsine esir olmayı,anlamadan zanlar içinde boğulmayı bertaraf etmelidir Vicdanın sesiyle dirilmeryi, nefesin müddetine sabırla bilenmeyi de hak etmelidir Bahtın kazası ki sünnetullahtır Haline vuran zaman, aklın ve tercihinle ilintili olan furkandır İnsan, kul olmak noktay-ı nazarından tevdi edilmiş bir hülasat-ül beyandır Aklıyla muhataptır, kalbiyle umut adına kanatlanandır,maşuku adına fermandır Her anne, şefkatin baharındadır Babalar ise umut içinde heyacan duyan, sabrın rüknüyle yol alandır Mükellet olmak niye vardır, ehliyet sahibi neden hesaba konu edilen bir insandır Mahlukattan farkıyla,ihsan ve inşirak akıyla, azim ve umut cenahıyla yaşayandır Evladın, senin için her ne değerse Ruhuna aşina olan mücerret ahdin, kalbinin o sahifesinde diriyse Mizan, gönlünün sahrasında ümiylenmene vesile olan vecdinse, aşk halindeyse Korkuyla nefeslenme, hizmet etmekten aslam çekinme, vaktin hala tükenmemişse Deryanın vecdine nazar eyle Hıçkıran dağların feryadına meylet ve ibret içinde hamdeyle Bir yudum suya hasret sabinin mahzunluğunu ruhunun derinliğinde dert eyle Sessizleşen nisanın,umudunu saklayan hicranın o nefesine hasassiyetinle ar eyle Mustafa CİLASUN |