TÖVBE HAŞAYağmurunu boşaltmış Kocaman bir bulutun üstünde Sırt üstü yatıyorum Sen rüzgar oluyorsun bu kez Sürüyüp götürüyorsun yatağımı Üstümü nefesinle örtüyorsun Bir acayip yolculuk ki Tanrı bütün kullarına göstersin … Denizler geçiyoruz Ovalar Kıl payı geçiyoruz dorukları Sırt üstü yatıyorum Böyle rahat Böyle kendimden emin Böyle huzurlu olmadım daha önce Yaklaş Kokunu duymak istiyorum Dokunmak saçlarına … Uyanıyorum Taze –Hormonsuz- Bir salatalık kokusu Bir domates tadı Bir gül yaprağının yumuşaklığı Toprağın Yağmur sonrası hali kısacası Bütün tabiatı içime çekiyorum Telefonda sesin ‘’Günaydın’’ diyorsun ‘’Seni seviyorum’’ diyorsun İnanır mısın O eski püskü çek yat İnatla bulut olmaya devam ediyor Ben kalkmamakta inat ediyorum Sırt üstü yatıyorum ‘’Gün aydın’’ diyorsun ‘’Seni seviyorum’’ diyorsun … Sahi sen bilirsin Ben öldüm de yoksa Sorgudan sırat tan geçip Geldim mi menzilime Burası orası mı sahi Altından ırmaklar akan hani Hani tuba ağaçlarının gölgesi Hani vaat edilen ödül Bakmaya Dinlemeye doyamayacağımız - Güzel kız- O Sen misin sahi ‘’Tövbe haşa’’ deme Doğru söyle Doğru söyle Sen bilirsin 30 Eylül 2004 Antalya savrulmalar |
İlhamım...
Oldun…
Yeşereceğim…
Küllerimden…
Yeniden…
…..
Sarılırsın…
Hayallere…
Hayat…
Kayar…
Bazen…
Elinden…
…..
Kafayı…
Kırmamak İçin…
Kaçarsın…
Acımasız…
Gerçeklerden…
…..
Meleğin…
Götürmüyor…
Cennetlik…
Olamıyorsan…
…..
Hayatı…
Sevmek…
Sevdiğinle…
Sevişmek…
Aldatmak Değildir…
….
Göz Göze…
Geldiğinde…
Huzurluysan…
Ve…
Hala…
Mutluysan…
…..
Kaliteyi…
Zirveye Taşır…
Marka Olursun…
…..
İçindeki…
Hırçın Çocuk…
Sakinleşir…
…..
Sevişmek…
Şöminen…
Yanarken…
Arslan Postu…
Üstünde…
Ceylanını…
Sakinleştirmeye…
Benzer…
…..
Mum…
Işığı…
Akşam Yemeğinde…
Şarap İçmeye…
Benzer…
…..
Kıvamında…
Olursa...
Tadı…
İmkânsız da…
Olsa…
Vuslatı…
…..
Emsalsiz Özellikler…
Şeytanda…
Saklı…
Bütün Güzellikler…
…..
Haram Sayılır…
Ama Olsun…
Belki…
O…
Bizi…
Cennetlik Eder…