SORUYORDUM
SORUYORDUM
Soruyordum hep kendime Güneş ufağa yaklaştığında Neden kızarır ortalık Neden sancır dağlar güneşi doğurmaya Gecenin perdesi çok kalında yırtılmıyor muydu Kaç ana kuzusu can vermişti Kimliği belirsiz faili meçhul cinayette Kaç yetim sayıklamamıştı Göğsünden ağrı çekerek Kaç öksüz basmıştı yastığı bağrına Kaç körpe gelin yitirmişti Gülistandaki güllerini Belki kutlu bir rüya görmüştü Zikir seslerinde boğularak Kaç tesbih kırılmıştı sabır denizi taşarak Soruyordum hep kendi kendime Neden yüzü kızarır güneşin Belki utanıyordu karanlığı Üzerine yorgan yapmış Efsunlardan sırlardan Belki de muştuya hazırlanıyordu Geri sayım yapıyordu mutlu finallere Heyecanı tavan yapmış Kıpır kıpır oynaşan yüreklere Belki korkuyordu karanlıkta Mağlup gelmiş ordunun bedduasından Yedi kat semaya aşan feryatlardan Yıldızlar seni kaybetmenin Üzüntüsüyle nöbetini tutacaktı Bir dahaki gün batımına Ay mekik dokur her zaman olduğu gibi Seninle dünya arasında Varlığında kaybolurlar Yokluğunda yanarlar benim gibi Kime ne diyecekti Güneş kendi ateşinde yanarken Kimin yüreğine su dökebilecekti Gece ayazı yemiş çöllerde Onu bekleyen ahular tir tir titrerken Aslanla arasındaki hesaplaşmadan Sağ salim kurtulmanın heyecanıyla Oynaşırken uçsuz bucaksız kum yığınlarında Birde sen yakacaktın onu serabında boğarak Dedim ya neden…. Neden Öyleyse kuşlar neden sevinerek uyanır Kuzular neden meleşir Sana merhaba der Kimi uçarak kimi sürünerek Hadi geç kalmasın çakal ve kurt sürüleri Bir gölge gibi çekilsinler inlerine Yarasalar iştahını kabartsın bir daha ki geceye Baykuşların yerine çil horozlar alsın Bülbüller güle elveda desin Bir dahaki seher vaktine Soruyordum hep kendi kendime Ufuklar niye kızarır Dağlar neden sancır sen doğarken Soruyorum işte soruyorum İnsanlık nereye akar Hangi keder, yollarını örecekti Hangi talih kuşu konacaktı başına Kaç tırnak eskiyecekti ekmek savaşlarında Sana hayran kaç yürek kanayacak Dağların ardına saklandığında BİLAL TEKİN(SIRLISES) |