...Ayrık gönüllerde yeşermekten yürek çarpar kendi yönüne! ( 2 )
"sen var ya, yanmış bir acısın!
dudak üstlerinde yakar bir biçimden, kızartır başka bir biçime kör olur, tüm tuhur duygular kısır kalmış hasut döngüler, hep dolarken içime" e yudumlarken; kökten kopuk, kahredici isyanlarını bana, zıkkımın kökü oldun! suyunu da çıkartın, tüm hayatımın çek ellerini; yaklaşıp da, dokunma sakın zira çarpışta, çöktürüyor tüm zıtlıkların ısın inerken, tüm hışmıyla gizle hücrelerime hislerim trot! kir pas içinde ki, o benliğinin aktıkça kinleri de, ırmak gibi beynime inan ki, dibi delinir hislerin sevimi tıpkı kökünden kazır gibi, dağlayarak çok korlu akıyorsun f uzatmanı istemem ki, artık bana buseni arzularım kilitli ne bu ilk, ne de son ilik aslı zaten yoktu ki hazan savrukluğunun, sağanağı bir gözyaşıdır tüm coşkumu alışta, kurutur sorma bana; hiç bir şeyi, neden diye uzan da; gözlerinin, tam içine bak asıl hakikat orda saklı, sinsice yatıyor iblis damarlarımı, kurutan haliyle özlemleri mi toplamış, kanı kalmamış atar damarıma neyi dağıtsın ki, bu cansız bedene zavallı koskocaman, vücuttan kalan yaşlı bir enkaz çöpe süpürülmüş, yüreğiyle duruşu, çok mahzun! g oltaya takılı yem gibiyim, balık dişlerine acıyor içim ve dışım çırpındıkça, deline dursun ciğerim tek tük atan kalpte, hiç umutları can çekişiyor nedense hırsın da, hep durmaksızın yavruluyor benle yarışmak, neyine senin be kadın sığınılan yer erinin göğsü, olduktan sonra h zapt altına alınmış mazinin, o silik izlerinden başka, ne kaldı ki? ati, Kafdağı’nın ardında bir elim de sen, diğer elim de ben bozuk, bu terazi bak güzelim; alnım açık, elim de pak seninse, ruhun kaypak ismin de cismin de, bana hiçte lazım değil ateşi yanmayan, bir ocaktan maşallah, kilim çırpar gibi bir seferde de, atiden beni silkeledin şimdi: dön dolaş, bakalım pişmanlığının, içinden türetilmiş heyhatlar la yazıklar olsun ki bana, insan sandım şablayı... (00.04.2012) AZAP... şabla: insan boyunda yetişen, otsu bir bitki trot: hızlı gitme, tırısa kalkma, acele gitmek DOST GÖNÜLLERDEN İNCİLER: Serseme döndü ruhum bitmeden daha hikaye… Böylesi bir aşkın geometrisi bile Esir etmişti kendimi birden içime ! Bir aşk ki,yıllanmış mahzen de sanki özene özene Mayalaşmıştı duyguların kuşkulu gelgitleriyle ?! Kendimi yakalamam hayli zor olmuştu ondan işte ?... Yasak aşklarla solumuştu bazı kere tenler Yasak aşklar, meşru hayatların dünyasında emekler Ve nefeslerini hep oralardan temin eder Meşru aşkları ta kaynağından törpüler ! Nafiledir bazen karşı mücadeleler Çünkü karşındaki senden bir verip, bin bekler ? Bir gülüp, binlerce gülücüklerle başa başa gider ! Düşünmez ki, eller kimi, kim eder ?!... Bazen aşk yarım bir insanı, bütün bir insan eder Bazen de aşk, şanssız bir insanı, Bir dünyadan başka dünyalara sevkeder !... Her aşk kendi kitabın da bunlardan söz eder….......... Onatça Umutsuz yürek derin boşlukta Bir beyaz gül düşmüş toprağa Acısı çığlık olmuş geceye Sevinci sevdanın acımasızlığında suskun Kalemi yazar, yazar ki yürek hafiflesin Gramafonunda, "kaç kere yemin ettim " Uçup gitsin ister gözleri Bilmem, bu sevda böyle kolay bitermi?....................sunduzyaşar |
seninse, ruhun kaypak
.........
Sevgiliye sitem ve hüzün var dizelerd..
kutlarım..