TÜKÜR YÜZÜMEuğuldayan yalnızlıklarla giderdin hiç anlamazdım hangimiz yalnız, hangimiz bir parça eksik sen ne vakit tamamlansan eksilirdin.. senden kurtulmak için yalnızlığımı karanlığına asıyorum.. ince sazlar çalardı bu meyhanelerin birinde üçbeş sarhoş senden konuşurlardı seni nereden tanıdıklarını anlamazdım yalnızlıkların çığ gibi büyüdüğü bir zamandı koynunda tanımadığım adamlar vardı, çıplaktın.. en şuh elbiselerini benim için giyeceksin.. benim şairliğim terkedilmiş bir kentin arka sokaklarında doğurur seni fahişeler birbirine küfür gibi bakar bir varmış bir yokmuş diye başlar bütün eski maceralar ıssız bir ülkede bilmediğin masal kahramanları yaşar sana onlardan selam getiriyorum.. çarmıhta bir isa gibi acı çekiyorum.. şimdi değil mi ki sonbahar mevsimi yüreğine as dökülen yapraklarımı değil mi sabah vakti sana çarpılıp sana bölünen parçalarımı topla ve değil mi ki izbe bir köşede can verme olasılığı bu olasılığı kuvvetlendiren ruhi sallantılar yeryüzü gökyüzü bütün evren.. sen.. haydi.. tükür yüzüme.. |