KAYIK
Durgun hava bekledim çok sert esen yel çıktı
Arkamdan kucaklayıp görünmez bir el sıktı Aramıza Ya Rabbi köprü kurdum sel yıktı Bedenden kayık yaptım kürekle varamadım. Bunca zahmetten sonra tüm tarlaya kül ekti Dursun dediğim anı kocaman bir fil çekti Sanki yatak değişti yolda giden nil sekti Bu vücut hareminde kendime yaramadım. Tahmini mesafeye metre dedim mil oldu Sevdiğim mübarekte sade yüze çil doldu Kapanınca pencere güneş vurdu tül soldu Gönlümün radarında ben aşkı taramadım. Yiyecek bolluğunda etrafına kil saçar Çok zaman didişmekten canı yanar dil kaçar Bülbül unutsa bile her seherde gül açar Kanatınca dikenler yarimi saramadım. Samimi duygularla şip şirin bir il bakar Aydınlık sokakları ışık veren pil yakar Sular büyük rahmetken insan boğan göl sakar Eşbah ile ervahı kendimce karamadım. Yıkmak için barajı üç parçaya böl bendi Leylasız yolculukta bir mecnunu çöl yendi “Ölmeden evvel ölün” hitabında öl dendi Muhteşem dürülmüşü benden ayrı aramadım. 03.04.2012 Ahmet Çelik Ceyhan |
Leylasız yolculukta bir mecnunu çöl yendi
“Ölmeden evvel ölün” hitabında öl dendi
Muhteşem dürülmüşü benden ayrı aramadım.
Manevi hazı çok güzel, okurken etkileyen ve etki bırakan çok güzel bir şiirdi.
Tebrik ederim Ahmet Hocam...
Saygılar ...